Uzun zamandır bu kitabı okuyabileceğim rahat bir zaman boşluğu arıyordum. Tatil yoluna çıktığımda kitabın kapağını da açtım. Bir ailenin, kuşaklar süren hikayesinde yaşanan iniş çıkışlara eşlik eden netsukelerin yolculuğunu anlatmak için yazmaya başlanmış bir kitap. Okudukça katman katman açılıyor. Yazar, dünyaca ünlü bir seramik sanatçısı olarak başladığı serüvenden çok iyi bir yazar olarak çıkıyor. Hikaye, birkaç açıdan etkileyici. Okuyucuya gerçek hayatların en yakınına sokulup, bir tül perdeyi kaldırıverme imkanı sunduğundan kapı deliğinden gözetleme heyecanı hiç bitmiyor. Mekanlar gerçek. Olaylar gerçek. Gerçek olduğunu bilmenin kurgudan farkı bu gözetleme hissi. Bazen Paris’te Charles’ın sarı sandalyesinde oturup, yazarla birlikte o odada bir Renoir tabloya bakmanın nasıl bir his olduğunu düşünüyoruz. Bazen Viyana’daki mermerlerle kaplı devasa bir Palais’te yaşarken, devasa giyinme odasında saatlerini kıyafetlerini giyip çıkarmaya harcayan Emily’nin bir anda nasıl her şeyini kaybettiğini, insanlığın vahşetini ve dünyanın şirazesinden kayışını izleyip, kahroluyoruz. Sonra yersiz, köksüz kalmanın hüznü çöküyor. Bir yeri ev yapan nedir, bırakıp gitmek yeniye yer açmak mıdır? Sahip olunan adın ağırlığı insanın yaşamına oranla ne ağırlıktadır? Derken Iggy’ nin Tokyo’daki kendini var etme hikayesi savaş sonrası Japonya’nın küllerinden doğma hikayesine karışıyor. Dünyanın farklı şehirlerinde gezdiriyor yazar bizi. Bu his büyülü. İyi bir kitabın iyi bir arkadaşa dönüştüğü an, o an. Çocuğu uyutup, yemeği ocağa koyup, dışarıdan yorgun gelip kitabın kapağını açtığımızda başka bir dünyaya karışıyoruz. Ezcümle, Epfussi ailesinin yükselişini, hırsını ve çöküp, dağılışını aynı heyecanla anlatan şahane bir kitap. Sanata ilgisi olanların kitabı okurken bahsedilen resimleri googlelayıp bakmalarını tavsiye ederim. Ben özellikle Renoir’ in Kuşkonmazlarını okurken çok eğlendim. Netsukelerle ilgili fikrim oldu. Ben de yazara sormak isterdim. Aile tarihini deşip, kuşaklar öncesi mektupları okumak, bir zamanın en zengin ve güçlü ailelerinden olduğunu bilmek, ki bilmek artık geri alınamayan bir eylemdir, onu olduğu insandan farklı bir insana çevirdi mi? Bir sabah kalkıp bir burjuvaya dönüşmekten değil ama içinde bir yerin, çok derinde bir yerde, bu dünyaya büyük ve güzel bir çapa atmış bir gemiden inmenin ve bunu da artık bilmenin etkisiyle değişip değişmediğini bilmek isterdim. Geçmişi kendi hafızamızda değiştirmek bugün olduğumuz kişiyi değiştirir mi? Bir kez daha ezcümle, güzel kitap, vahşi dünya.

Kehribar Gözlü Tavşan - Saklı MirasEdmund De Waal · Everest Yayınları · 201620 okunma

·

201 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

çiğdem demirhan