Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
İnsanlığın Azmi: Uzayın Keşfi
İnsanlığın Azmi: Uzayın Keşfi           ༄ ༄ ༄ Matematik alanında bilimsel araştırmacı olarak Sussex Üniversitesi’nde çalışan Dr. Paul Parsons, popüler bilim üzerinde kitapları mevcut ve Kraliyet İstatistik Derneği üyesidir. Evrenin karanlık yüzünü aydınlatan uzay araştırmaları hakkında bilgi veren “Uzay Yolculuğu – İnsanlığın Evreni Keşfinin Kısa Tarihi” kitabı; “Dünya’dan Ayrılmak”, “Kuvveti Kullanmak” ve “Yıldızlara Ulaşmak” gibi on başlıkla Uzay yarışıyla başlayan gezegenlerde koloniler kurmasını hedefleyen projelere kadarki yakın uzay biliminin kısa tarihi anlatılmaktadır. Gökyüzünün ihtişam yapısı ve büyüklüğü yaşamın idamesindeki rolü yanında büyük bir cazibeye sahiptir. Güneş, ay ve yıldızlar gökyüzündeki derin konumları ve şaşmayan hareketleriyle, insanlığın merak merkezi ve sarsılmaz ilgi alanı oldu. İnsanlığın ufuk açısını genişleten ve hayallerini derinleştiren gökyüzü; fizik hesaplamalarıyla bilimsel verilerin netliği ve gelişimini sağladı. Gökyüzünün geniş ve derin cazibesi, insanlığın hayal gücünü genişletti. Bunun ilk örneklerinden Asurlu yazar Samsatlı Lukianos’un Dünya’nın sınırlarının ötesine yapılan bir yolculuğu anlatan ve dünyadaki ilk bilimkurgu eseri olarak kabul edilen “Gerçek Bir Hikaye” kitabıdır. 17 yüzyılda Alman astronom Johannes Kepler, “Bir Rüya” eseriyle Ay’a yapılan bir yolculuğu ve gökyüzünün nasıl göründüğünü anlatır. Fransız yazar Jules Verne’nin “Ay'a Yolculuk” ve devamı olan “Ay'ın Çevresinde Seyahat” kitapları ile H. G. Wells’in “Ay'daki İlk İnsanlar” adlı romanıyla insanın kurgusal olarak uzaya gitme arzusunun yansımaları olmuştur. Bu durum 19. yüzyılın ilk çeyreğinde bilimsel bir gerçeğe dönüşerek somut hale gelmiştir. 1903’te Rus bilim insanı Konstantin Tsiolkovski, roketlerin Dünya’dan ayrılıp bir gezegenden diğerine uçmak için nasıl kullanılabileceği hakkında bilimsel çalışmasını yayınladı. Aynı yıl Wilbur ve Orville kardeşler, tarihte havada ağır bir araçla yapılan ilk uçuşu gerçekleştirdiler. 1908’de ise Fransız havacı Louis Blériot, İngiliz Kanalı’nın öbür ucuna uçmayı başararak bu dönemde Birinci Dünya Savaşı'nda silahlı hava araçları kullanılmasına ortam oluşturdu. Roket biliminde ise Tsiolkovski’nin fikirleri ABD'li mucit ve mühendis Robert Goddard tarafından 1926’da ilk sıvı yakıtlı roket test edildi. İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına gelindiğinde roket biliminde teknik çalışmalar çok iyi dereceye ulaştı. Ancak havacılık ve uzay bilimsel çalışmalar 1947 ile 1991 yıllarını kapsayan “Soğuk Savaş Dönemi” rekabet ortamında gelişti. Popüler bilim yazarı Paul Parsons, soğuk savaş döneminde ki Rusya ile ABD arasındaki uzay yarışını kitabın ilk başlığında anlatmakta. İlk uydu fırlatılması, uzaya ilk çıkan insan ve ay'a ilk inen insan olaylarını Doğu ve Batı arasındaki Uzay Yarışı’nın önemli projeleri ve süreçleri ele almaktadır. Hız ve kuvvet insanın doğaya karşı üstün olması için kontrol ve sahip olmak istediği iki önemli güçtür. Bu iki gücün vücut bulmuş hali “roket”dir. Parsons kitabın ikinci başlığında roketin tarihsel sürecini ve günümüz imkanlarıyla gelişim halini ele almakta. On birinci yüzyıl dolaylarında Çin’de roket icat edildi. Daha sonra her millet kendi roketlerini keşfedip, kullandı. 19 yüzyıla geldiğimizde roketler daha gelişmiş bilimsel verilerle dizayn edildi. Bu yönüyle Rus bilim insanı Tsiolkovski, matematiksel yasalar tarafından yönetilen bir bilim geliştirerek roketlerin hareketlerinin isabetli bir şekilde hesaplanıp incelenmesini mümkün hâle getirdi. Böylece roket biliminin uzaya kadar gelişim ve performansının önü açıldı. Kitabın bu başlığı ayrıntılı bilgilerle roket biliminin gelişim kademesi ele alınmakta. Uzay bilimini tanımak ve tarif edebilmek için bir dizi bilimsel yöntem geliştirmek, icap eder. Gezegenler, yıldızlar ve galaksiler potansiyel bir enerjiyle birbiriyle bağlantı halindedir. Bu enerjinin tanımlanması ve hesaplanması yönüyle kütleçekim ya da çekim kuvveti kullanılarak doğal fenomen yani nesne hareketi sonuçları elde edilir. Parsons, “Kuvveti Kullanmak” başlığında kütleçekim kuramı, bilimsel çalışmaların tarihsel süreci ve gelişim evrimini anlaşılır biçimde tasvir eder. Uzayda hayatta kalmanın bilimsel mümkünatı neler olduğu, uzay çalışmalarında makinelerin yapay zeka çalışmaları ve uzayın ticari bir gelir haline getirilme çalışmaları hakkında Parsons kitabın dördüncü, beşinci ve altıncı başlıklarında anlatmaktadır. 2020 ve sonrası için uzay çalışmaları ve projeleri neler olduğu ve neleri hedeflediği hakkında en güncel bilgiler, yedinci başlıkta ele alınmakta. Kitabın son üç başlığında ise uzay bilimsel çalışmaların planlanan projelerden bahsedilmektedir. Gökyüzünün görünen yönlerini hayranlıkla izlerken ve hayaller kurarken; bir de gökyüzünün görünmeyen derin ve korkutucu yönleri de ilgimizi her zaman çekmiştir. Gökyüzünün ihtişamı ve cazibesi insanlığın merakına tarifi imkansız bir enerji vermektedir. İnsan güdüsünün bilme ve yönetme arzusu, bu ihtişam ve cazibe karşısında mücadelesi hiç bitmeyecektir. Bu mücadelenin tarihsel sürecinin küçük bir hikayesini popüler bilim yazarı Dr. Paul Parsons, “Uzay Yolculuğu – İnsanlığın Evreni Keşfinin Kısa Tarihi” kitabında anlatmaktadır. Kitabın Künyesi: Paul Parsons, Uzay Yolculuğu – İnsanlığın Evreni Keşfinin Kısa Tarihi, çev. Emre Can Ercan, Kronik Yayınları, Einstein Kitaplığı 1, 1. Baskı Mayıs 2022 İstanbul, 186 sayfa. Yunus Özdemir
Uzay Yolculuğu
Uzay YolculuğuPaul Parsons · Kronik Kitap · 015 okunma
··
683 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.