Bir Okuyucunun Ulysses' e giden yolda James Joyce ile İmtihanı"Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi" adlı eseri eş zamanlı olarak iki ayrı çeviriden okudum. İletişim Yayınlarından çıkan Murat Belge çevirisi ve Zeplin Kitaptan çıkan İvon Cerrahoğlu çevirisi. İki çeviriyi de beğendim. Her birinden ayrı tat aldım.
Kitabın konusu bireysel gibi görünmesine karşı daha çok toplumun geneline yönelik, sosyolojik ve psikolojik boyutu olan konular. Kitap otobiyografik bir roman. Stephan Dedalus veya James Joyce ve onun yaşadığı sosyal-ekonomik-psikolojik gelişim ve çatışma süreçleri. Stephan Dedalus üzerinden anlatılmaktadır.
Otobiyografik roman olmasına rağmen yaşanan olaylar tüm toplumu ilgilendirir niteliktedir. Kitabın bireyden hareketle tüm toplumu ilgilendiren konuları ele alması, bir sanatçının gelişim süreçlerinden hareketle içine doğulan ve yaşanılan toplum ve dönemin de bir portresinin çiziliyor olması ile kitapta özelden genele ulaşılmaktadır.
Romanın ana karakteri olan Stephan Dedalus’un bir sanatkâr olmak için yaşadığı süreçleri ve gelişimini, kişilik arayışını, iç çatışmalarını, otoriteye başkaldırışını anlatan yazar bir yandan da kendi gençlik yıllarının geçtiği 19. yüzyılın
sonlarındaki Dublin özelinde İrlanda toplum yapısını ve yaşantısını, yazarın yaşam ve düşünme biçimini etkileyen dönemin siyasi, dini ve toplumsal olaylarını bizlerle paylaşmaktadır. Bunu en güzel anlatan bir alıntıyla bitirelim yazımızı;
“... İster evim ister yurdum ister kilisem olsun, inanmadığım şeye hizmet
etmeyeceğim: Ve kendimi olabildiği kadar özgürce ve olabildiği kadar bütünlükle
dile getireceğim bir hayat ya da sanat tarzı bulmaya çalışacağım, kendimi savunmak
için de kullanmasını bildiğim silahları kullanacağım, sessizlik, sürgün ve
kurnazlık…” (s.267-268 İletişim)