Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

168 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Yine bir Mehmed Uzun kitabı ve yine kitabında korkusuz bir şekilde ilmek ilmek işlenmiş konularıyla bir başyapıt. Başyapıt dememin sebebi Mehmed Uzun'u Mehmed Uzun yapan olayların, mekanların, yaşadığı dönemdeki zorlukların bu kitapta geçiyor olması. Uzun'un diğer kitaplarından farklı olarak bu kitabında hayatının bir kısmını, savunduğu düşünce yapısını, Diyarbakır 4 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesine sunduğu savunmayı ve aşağıda da değineceğim birçok konuya deneme tarzında karşılaşıp kitabın genelinin yirmi birinci yüzyılın başında kaleme alındığını görüyoruz. Naziler'den kaçarken bir sınır boyunda intihar etmek zorunda kalan Benjamin, Stalin'in işkence odalarında katledilen Mandelstam, gerekli ilaçları verilmediği için ölüme terk edilen Neruda, Nazi toplama kamplarında yok edilen sayısız aydın, sanatlarından dolayı hayatlarını zindanlarda geçirmiş sanatçılara tanık olan yirminci yüzyıldan sonra elbet herkes gibi Mehmed Uzun'un da yeni yüzyılda daha aydınlık bir dünya beklentisi olduğunu ve denemelerine de bunu yansıttığını görüyoruz.Fakat daha kitabın önsözünde 'yirmi birinci yüzyılın geçen yüzyıldan daha farklı olacağına ilişkin umudumu artık yitirdim ve yeni yüzyılın ilk yılındaki gelişmeler benim ne kadar yanıldığımı, yeni yüzyıla ilişkin umutlarımın da ne kadar saf ve gülünç olduğunu tüm çıplaklığıyla gösterdi.' yazısından sonra yeni yüzyıldan beklentilerini ve bu beklentilerinin birçok olaya bağlı olarak giderek yok olduğunu yazıyor. Kitapta beklentilerinin yok olduğuna değinen olaylar incelememin başında da belirttiğim gibi belki de Mehmed Uzun'u Mehmed Uzun yapan olaylardır. Olaylara gelecek olursam; Yirminci yüzyılda anadiliyle bile okumasına müsaade edilmemiş, dilinden ve kimliğinden dolayı horlanmış, ilkokula başladığı dönemde anadilini konuştuğu için daha o zaman ne suç işlediğini bilmeden öğretmeninden 'bu dili konuşmak yasak' deyip atılan tokattan ve buna benzer birçok olayın olmasından dolayı Uzun kendini yeni yüzyıla ilişkin daha umutlu olmaya ikna ettiğini yazıyor. (Bazı şeyleri okuyup araştırdığınızda bahsettiği olayların çok daha basit kaldığını göreceksiniz.) Aynı zamanda yeni yüzyılda
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
,
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
,
Orhan Pamuk
Orhan Pamuk
ve
Ahmet Altan
Ahmet Altan
ile birlikte Türkiye'deki Kürt sorununa ilişkin bir deklarasyon yayınlanıp ortak verilen karar ile altmışa yakın dünya yazarı ve aydının destek ve imzasını alarak 1999 yılının sonunda bir basın toplantısıyla söz konusu bildiri Türkiye ile birlikte dünya kamuoyuna sunuluyor. Tam emin olmamakla birlikte bu bildiri kamuoyuna sunulduğu dönemde yazarımızın ilkin yedi kitabı birden yasaklanıp kitaplar kitapçılardan toplatılmaya başlanmış, verilen uzun çabalardan sonra mahkemenin verdiği karar kaldırılıp 10 ay geçtikten sonra tekrardan mahkeme
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık
kitabını ve deneme kitabı olan
Nar Çiçekleri
Nar Çiçekleri
aleyhine davalar açmış, bu davalarda Mehmed Uzun'un da yargılandığını ve yapılan yargılamada sunduğu savunmayı bu kitabın son denemesinde görüyoruz. Yaptığı savunmanın bir kısmında 'ahlaki sorumluluk duyduğum için romanlarımı Kürtçe yazıyorum. Ancak bunu aptalca bir bölücülük yapmak için değil, Kürtlere, Türklere, Türkiye ve dünyaya farklı bir ses sunabilmek için yapıyorum. Ayrımcılık yapmak için değil, var olanı zenginleştirmek için yazıyorum.' şeklinde kendini savunduğunu görüyoruz. İncelemeyi Çok uzattığımın farkındayım ne kadar uzatmamaya çalışsam da konu Mehmed Uzun olunca ister istemez sözcükler, yazılmak istenenler uzuyor. Mehmed Uzun, edebiyatına aşık olduğum, her okuduğumda beni daha da özüme yaklaştıran nadir yazarlar arasında. Yaşadığı tüm zorluklara rağmen anadilinden hiçbir zaman kopmayan güzel adam ışıklar içinde uyu. Bu incelemenin şiiri de Mehmed Uzun'un zorluklarla geçmiş yazarlığında her zaman yanında olan Yaşar Kemal'in cenaze töreninde Haydar Ertem'in seslendirdiği Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirini bırakıp incelememi bitiriyorum. youtu.be/CGVLuLNiTqo "Saraylar saltanatlar çöker kan susar bir gün zulüm biter. menekşelerde açılır üstümüzde leylaklar da güler. bugünlerden geriye, bir yarına gidenler kalır bir de yarınlar için direnenler..." Her zaman özünüze sahip çıkıp onu korumanız dileğiyle. Güzelliklerle kalın, hoşçakalın...
Zincirlenmiş Zamanlar Zincirlenmiş Sözcükler
Zincirlenmiş Zamanlar Zincirlenmiş SözcüklerMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20061,023 okunma
··
1.904 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.