Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

204 syf.
1/10 puan verdi
şimdi size saçma sapan bir sürü şeyden bahsedeceğim. konuya girmeden önce uyarımı yapayım ve kimseden "bu kadar gereksiz şeyle çaldığın değerli vaktimi geri ver" tepkisi almayayım dedim. başlığına, konusuna ve yazarın pedagog olmasına aldanıp okumaya başladığım bir kitap oldu. ilk 100 sayfaya kadar o kadar da sorunlu değildi sanırım, fakat sonrası vasattan öteye gidemedi gözümde. tamam çok fazla yermeden birkaç parça iyi düşüncelerin olduğunu söyleyeyim, içim rahat etmedi. ama okumaya değer mi, katiyen. öhm önce yazardan ufak bi bahsedelim, yazar adem güneş 1969 yılında doğmuş bir dağ a.ısı. pedagoji okumuş ama sanıyorum ilahiyat fakültesinin pedagoji odasında falan almış derslerini. öyle ki bir psikoloji kitabında din ayrımı yapmamayı öğrenememiş. sen yirmi iki tane eser çıkarmış insansın ki bunlardan iki tanesi ingilizce. ne yapıyorsun psikoloji ayağına insanları müslüman yapmak mı amacın, ne yani söyle de bilelim. rotterdam'dan dağlara kadar sürüklemiş onu bu allah sevgisi tarzı şeyler söylemek istiyorum ama bir yandan da sakin kalıp incelemeyi sürdürmek.. şimdilik sakinliği seçelim bakalım. ilk radarıma takılan konu, aile içi şiddetten ve bunun çocuğa etkilerinden bahseden kısım oldu. burada tavsiye olarak bize "aile içi şiddet yaşanıyorsa evdeki çocuğun hatrına bu davranışlara son verilmeli" demiş sevgili adem bey. burada kimin kime nasıl bir şiddet uyguladığına gram değinmemiş, sadece "çocuğun hatrına" buna bir dur denilmeli. çocuk büyüdüğünde de okey o zaman çocuk artık büyüdü şiddeti geri getirebiliriz arkadaşlar deriz artık. verdiği tavsiyelerin saçmalığını, incelemenin devamında kendiniz de okuyacaksınız. sayfa 110 civarlarında internet konusu var, tamam efendim güzel güzel gidiyoruz. tamam çocuğa 4 5 yaşına kadar hiçbir teknolojik alet göstermemek en iyisi. tamam teknoloji masum değil. tamam teknoloji sadece pornodan ibaret. ne- yapma etme. senin çocuğun yeterli güveni ve sevgiyi almışsa neyin derdindesin, neden korkup duruyorsun? çocuğunu iyi yetiştiremediğini bu kadar belli etme rica ediyorum. karşındaki insanların çoğu mal olabilir, dini kullanarak onların saygısını kazanmış da olabilirsin ama bizi de es geçme be abi. "anne babalar dikkat" başlığı altında topladığı 7 korkunç maddeyi sıralayacağım sizlere. 1.İnternetin bulunacağı yer, oturma odası olmalıdır. Gençlerin odasına internet bağlamak ciddi bir hatadır. 2. İnternetin bağlı olduğu bilgisayar ekranı herkes tarafından görünebilecek şekilde salona dönük olmalıdır. 3. Aile içinde hiç kimse kimseden e - mail şifrelerini ve kullanıcı isimlerini gizli tutmamalıdır. 4. İnternet üzerinden yapılan sohbetlerin kaydedilmesini sağlayan programlar bilgisayarda mutlaka yüklü bulunmalıdır. 5. İslamî de olsa hiçbir sohbet sitesine güvenilmemelidir. Kişilerin sahte kimlikle tehlike saçtığı unutulmamalıdır. 6. İnternette girilen yerleri kayıt altına alıcı programlar bilgisayarda mutlaka yüklü olmalıdır. 7. Internet sadece gerektiği zaman açılmalı ve yapılacak iş bittiğinde tekrar kapanmalıdır. Kesintisiz internet sahibi olmak, kesintisiz internet kullanımı anlamına gelmemelidir. eveet, şimdi kısa bir süreliğine bu maddelerin evinizde uygulandığını düşünün. dehşet. adam resmen dağdan gelmiş. modern dünyayla ilgili söylediği hiçbir şey yok. bu insanlar bu maddeleri uygulamayamazlar ki uygulamasınlar da. bu maddeleri bir arkadaşımla tartışırken adam resmen ailecek porno izlemeyi yaygınlaştırıyor :D demişti. azıcık düşünün. bir de gidiyor diğer bölümlerde çocukla ebeveyn arası güvenin, özsaygının öneminden falan bahsediyor. sormak istiyorum, cidden bu kadar tutarsız olmayı nasıl başarabildin? bir sonraki bölümün başlığı “ÇOCUKLARA KENDİNE GÜVENMEYİ ÖĞRETMEK DOĞRU MU?" evet, tüm bölüm boyunca aslında bizim çocuklara kendine güvenmeyi öğretmeye çalışmamızın yanlış olduğunu anlatıyor. bknz, kısa bir örnek vereyim size. “Çocuklarımıza kendi ayakları üzerinde durup kimseye muhtaç olmadan yaşamaları gerektiğini öğretirken ne yazık ki büyük bir hata yaptık. Bir şeyi hesap edemedik; günümüz insanı artık kendine çok güveniyor ve her şeyi yapmaya cesaret duyabiliyor. Hiç çekinmiyor. Korkmuyor. Artık insanlar kendilerinin dışında kimseye güvenmiyorlar. Maalesef bu mantıkla, hastalıklı ruha sahip insanlar meydana getirdik.” bir de "ben sağlıklı insanı 'kendi ayakları üzerinde durabilen değil, başkaları ile yardımlaşarak ayakta durmaya çalışan insan' olarak tarif ediyorum." diyerek edebiyattan da anladığını belirtmiş, asıl olması gerekeni de mis gibi göstermiş bizlere çok sevgili adem güneş. tamam en edebiyat sever sensin diyerek onu onayladığımı belli etmek istiyorum. artık saçmalamana gerek yok. sağlıklı terbiyeymiş yok efendim çocuk eğitmek doğru olan değilmiş doğru olan çocuğu terbiye etmekmiş vay efendim vicdan kültürü olmazsa olmazmış. hayatın anlamının "ben" olmaması gerekirmiş. bağımlılık değil bağlılık önemliymiş. tamam adem abi, anladım. insan zayıftır, hayat zordur. zayıf insanın ihtiyacı sınırsızdır. veee evet çocuklar tabii ki de bu sınırsız kaynağı bize yani aşağılıkların en aşağılık olanına sağlayacak olan tabii ki sonsuz dehşet büyük ilim sahibi yüce allahtır. anlatabildim mi? tek mutluluk da budur. arkadaşlar adem güneş diyor ki, öfke zehirdir, vicdan panzehir. onu dinleyin derim. ha unutmadan, din vicdanı besleyen şahdamardır. matematikte elinizin altında duran formüller gibi düşünün söylediklerimi. hepsini bilirseniz, yapamayacağınız soru kalmaz. ya da legolar gibi. hepsini birbirine takarsanız kuleyi tamamlar, tepeye ulaşırsınız.(bu tepe Allah oluyor tabii ki) güneş abi diyor ki çocuklara geleneklere uygun eğitimler verilmeli. ve cinsel eğitim yanlıştır, asıl doğru olan mahremiyet eğitimidir. "cinsel eğitimin fikri altyapısı, cinsel özgürlüktür; mahremiyet eğitiminin amacı sınırlar içinde kalmaya teşviktir." ödün kopuyor değil mi kızın/oğlun evlenmeden birliktelik yaşayacak diye. ama merak etme, anlıyorum ben seni abicim. şimdi beni en çıldırtan yere geliyorum. aynen şöyle yazıyor kıyafet seçimi ve mahremiyet eğitimi başlıklı bölümün girişinde, "kız çocuğu sahibi olmak günümüzde kızgın ateşi avuç içinde tutmak kadar zor olsa gerek.... zira günümüzde kız çocuklarına yönelik tehlikeler tarihin hiçbir döneminde bu kadar sinsice süslenerek sunulmuş değildi." siksinler lan senin cinsiyetçiliğini. hiç düşünmedin mi bu satırları yazarken kız çocuğunun bunları okuyacağını. bu kadar okumuşsun insanlara çocuk eğitimiyle ilgili seminerler veriyorsun. 22 kitap yazmışsın ya, hiç mi utanmadın aldığın eğitimlerden? şu cümleleri kurmuşsun ya baştan sona çöp yaptığın her şey. git at kendini en yakın köprüden. "baş üstünde altın bir taç gibi taşınacak bu özelliklerin çocukluk yıllarında nasıl kullanacağı ayarlanamazsa bunlar yüz kızartıcı olmaya da adaydır." iğrençsin güneş. şunu anladım ki bu kitapla, bu düşünceye sahip anne babaların bebekleri kendi hayatları adına sadece bebek kalmalı. çünkü büyürlerse, boktan bir hayatın tam ortasına düşecekler. birkaç sayfa anne/kız, baba/oğul arası iletişimsizliğin kıyafet seçimlerinin farklılıklarından da ortaya çıkabileceğinden bahsediyor. verdiği çözümü de hemen alıntılayayım şuraya; "Halbuki yukarıdaki örnekteki çocuğa akli olarak kıyafetin kendisine uygun olmadığını anlatmak yerine o kıyafete duygusal olarak bağlanmasının önüne geçici tedbirler alınmalı ve alternatifler sunulmalı- gerçekten alternatifler çok da acayip olarak çocuğun karşısına çıkmalı. hem de öyle çıkmalı ki kızınız ona göz kamaştıran bir alternatif sunduğunuz için alacağı uygunsuz kıyafete bir daha dönüp bakmamalı bile." ve kimse inkar etmesin, bu örnekte de olduğu gibi bu kıyafet meselelerinin tamamı kadın/kız üzerinden ilerlemekte. erkek ise yazarımızın sadece gerektiğinde cinsiyetçilik yapmadığını ileri sürmek üzere var :D işte ben tam burada hangi cinsiyetin ne tarz şeyler giymesi gerektiğini de söyleseydin bari dağ a.ısı derken adem bey beni işitmiş ve sağ olsun arka sayfada bahsetmiş hepsinden. bölümün adı, "pembe renk, kız çocuğuna yakışır; ama" bölüm renkler insan hayatının vazgeçilmezidir, renklerin yok olduğu cismin tek renk olduğu bir dünyayı hayal etmek bile zordur, renksiz bir dünyada yaşamak kadar renklerin uyumsuzca tasarlandığı bir alemde hayat sürmek de insan psikolojisini alt üst ederdi bla bla bla diye başlıyor. Hayal edinler, renklerin üzerimizde bıraktığı etkiler üzerine örnekler derken hadi hadi abicim sadede gel diyorsunuz. çünkü bunların hepsi göz boyamak için anlattığı şeyler. çünkü insan beyni buna odaklıdır, ilk düşüncelerini anlamlı bulduğunuz birini dinlemeye devam edersiniz. geri kalanında söylediği şeyler ise safsatadan ibaret. önce renklerden, sonra kırmızı renginden, daha sonrasında ise kız çocuklarının bu rengi giymemesi gerektiğinden bahsediyor güneş. buraları okuduğunuzda keşke asıl anlatmak istediğini hiç anlatmasaydın lan diyorsunuz. "Kırmızı rengin insan psikolojisinde uyandırdığı duyguları yukarıda izah etmeye çalıştık. Peki ya pembe? Pembe renk ise kırmızı rengin içerisine 1/3 oranında mavi ilave edilerek elde edilen, kırmızının hafif maviye çalan bir tonudur. Yani aslında pembe renk, kırmızının biraz daha tatlımsı akrabasıdır. Kırmızı rengin insanda uyandırdığı duygular ne ise pembe renkte uyarılan duygular da aynıdır. Yani pembe de canlandırıcı, kışkırtıcı ve heyecan verici, cinsel duyguları kamçılayıcı bir özellik taşır. O hâlde anne babalar, kız çocuklarına kırmızı ve pembe tonlarda kıyafetler giydirirken bir değil, binlerce kere düşünmelidir. Siz anne babaların, çocuklarına şefkat ve merhametle baktıklarından dolayı, kırmızı ve pembe renkli kıyafetlerin çocuklarına çok yakıştığını düşünebilirler; ama unutulmamalıdır ki o çocuğa bakan her gözde bir anne baba şefkati yoktur. Bu kadar bariz tahrik edici özellik taşıyan renkten oluşan kıyafetlerle dolaşan kız çocuğunun dengesiz insanların hedefi haline gelebileceği unutulmamalıdır. Çocuğuna gözü gibi bakan anne babalar, risk taşıyan renklerle çocuklarını ateşe atmamalıdırlar." bence kız çocuklarını pedofililerden korumak için -çünkü biliyorsunuz pedofililer sadece kız çocuklarına karşı tehlike oluşturuyorlar asla erkek çocuklarına karşı değil, kız çocuklarının yok edilmesi gerektiğini düşünüyorum. hatta doğan kız çocukları toprağa canlı canlı gömülebilir ki pedofililer görüp etkilenmesin. ama toprağın altına gömüldüğünde söylenmemesi gerekiyor çünkü oradan yürüyen bir pedofili altta ölü bir kız çocuğu bedeninin olduğunu düşünebilirse etkilenebilir. ki bunu hiç istemeyiz değil mi dostlar? peki ne giymeli bu kız çocukları? peygambere göre sarıymış arkadaşlar. “Çünkü sarı renk insanda-pardon kadında şefkat huzur samimiyet ve merhamet duygularını tetiklemektedir. sarı renk kız çocuklarının doğuştan yoğun olarak barındırdıkları bu potansiyel duyguların daha da aktif hale getirilmesini sağlıyor. böylece sarı ve tonlarından oluşmuş kıyafetler giyen kız çocuğu kırmızı ve pembe renklerde olduğu gibi çevresinde tahrik edici kışkırtıcı duygular değil şefkat ve merhamet duyguların oluşmasına zemin hazırlamaktadır." yani gerçekten erkekler hiçbir konuda suçlu değil, tamam abi tamam. tecavüze uğrayan çocuk suçludur. tecavüze uğramaması gerekiyordu çünkü. biri karşısına geçsin ve erkekler hiçbir konuda suçlu değil, erkekler allah desin de adam artık rahatlasın yeter ya. 200 sayfalık kitap çıkarmış, kim bilir diğer 21 kitabında da kendi çığlığını hangi zırvalıklarla duyurmaya çalıştı adam bize, abicim dinle beni haklısın sen evet erkek suçsuz tamam mı. parmaklarım koptuğu için incelemeyi bırakıyorum. teşekkürler adem abi sayende çok hoş bir gün geçirdim.
Çocuk Terbiyesinde Doğru Bilinen Yanlışlar
Çocuk Terbiyesinde Doğru Bilinen YanlışlarAdem Güneş · Nesil Yayınları · 2011976 okunma
··
2.276 görüntüleme
Andy. okurunun profil resmi
çocuğa giydireceğ-(in?) kıyafetin rengiyle ✨terbiye✨nin ne alâkası var, gecenin bu saatinde sinirlerim zıpladı teşekkürler sayın hazreti adem güneş
10 önceki yanıtı göster
theo okurunun profil resmi
ben de oturdum şu an bu saatte neden yorumlara sadece bir tanecik kalp atabiliyoruz diye düşünüyorum-dibine kadar haklısın
1 sonraki yanıtı göster
Sıla okurunun profil resmi
Bu kadar sinir bozucu bir kitabın incelemesini o kadar güzel yapmışsın ki bazı yerleri sesli okuyarak aile ortamında gülüp eğlendik :D
1 önceki yanıtı göster
theo okurunun profil resmi
"tüm saçmalığına rağmen incelemesi birilerini eğlendirdi!" diye sevinebilirim artık, teşekkürler”)
tabak sama okurunun profil resmi
Buna 10 puan veren var kafayı sıyırıcam
theo okurunun profil resmi
sana eşlik edeyim yalnız sıyırma :'
theo okurunun profil resmi
içim hâlâ soğumadı lan
elif okurunun profil resmi
kitabın 7.9 puana sahip olması böyle bir kitabın yazılmasından daha mide bulandırıcı ve korkunç.
theo okurunun profil resmi
katıldım.
doğa okurunun profil resmi
ben ona saydırdığın incelemeyi okurken bile sinir olup başımı ağrıttım. sen nasıl dayandın koskoca 200 sayfa?
1 önceki yanıtı göster
theo okurunun profil resmi
okumana sevindim çünkü bitirdikten sonra "ben bunu niye yazdım şimdi, kimse okumaz ki bu saçmalıkları" dedim bir an.. ürkünçç
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.