Gönderi

Hastayken, Mısır Çarşısından ot seçmek yerine, Sahaflardan kitaplar devşirmeğe bakmıştım. Henüz bu kitapları iyi, kötü diye ayırt edebilecek bir müdir fikir ölçüsüne de malik değildim. Tasavvufa, Đİslâm mütefekkirlerne, evliya menkıbeleri.dit ne varsa... Kafamda tama-miyle posalaşmış; hurdalaşmış hale gelen Batı büyükleri bir tarafa; asıl Doğu ve İslâm büyükleri arasında benimkine benzer bir nefs muhasebesinden, fikir çilesinden geçmiş biri var mıdır diye bakıyordum. Diktiği gömleği aynı yerden defalarla söküp diken velînin: — Nefsim benî bir şeyle meşgul etmeden ben, onu meşgul etmeğe bakıyorum! Demesi... Ve başka bir velînin durmadan teşbih çekerken ne aradığını soranlara: — Gafleti arıyorum! Cevabını vermesi... Bunlarda halimi andıran pırıltılar görmekle beraber, sefil mevkiimi onların ulvî makamlarına yakıştıramıyordum. «Gafleti arıyorum!» sözündeki hikmete ve bu sözün belirtttiği ihtiyaca muhatap olacak, o anda ve bütün dünyada benden lâyık kimse bulunamazdı ama, onların Allah'a doğru uçuşlarındaki sıhhatli hali ile, benim, yine belki Allah yolunda; fakat parça parça edili-şimdeki hasta ifade nasıl birleştirilebilirdi? Bana, kemâl yolunda aklın iflâsını görmüş ve bu iflâsın yangını içinde kavrulmuş biri lâzımdı. Nihayet buldum:
·
20 görüntüleme
mert cakir