"Önce yaşat, sonra öldür beni. İçimde öldüğüne emin olana kadar bu eylemi sürekli tekrarla. Bakalım işe yarıyor mu?"
Temmuz ayının okuduğum en güzel kitabı olduğunu düşündüğüm kitapla geldim bugün. Bu kadar sevmemin hakkını umarım bu incelemeyi okuduktan sonra kitabı okumaya karar vermenizle karşılarım. Kitabı ne kadar sevdiğimden bahsetmeden önce konusunu anlatmaya başlayayım. İncelemenin içinde spoiler olmadığı için rahatça okuyabilirsiniz, genel detaylardan bahsettim sadece.
Kitap Gölge adını almış bir suikastçının ona sunulan görevi kabul etmesiyle başlıyor. Görevi Taşıyıcı adını verdikleri bir kızın kalbini almak. Kızın kalbi o kadar değerli ve önemli ki tüm insanlar kızı bulup kalbe sahip olmak istiyor. (Ne yazık ki kalbin tam olarak neden bu kadar ilgi çektiğini bu kitapta öğrenemiyoruz.) Gölge kalp ilgisini çektiğini için prensiplerine aykırı olsa da görevi kabul ediyor.
Ana karakterimiz olup bu kalbi taşıyan kızımızın adı da Yeşil Başar ya da babasının soyadıyla Yeşil Green. Babası ülkesinin enerji bakanı olarak tanınan ünlü biri. (Yeşil, gayrimeşru kızı olduğu için onu ölü biri olarak göstermeye kadar ilerliyor yaptıkları şeyler.) Babasının yapılmasını istediği şeyler yüzünden kendini birden Ötanazi Okulunda buluyor.
Ötanazi Okulu, ülkedeki birçok mahkumun okulda denek olmayı kabul etmek şartıyla cezaevlerinden gelen insanları barındıran bir okul. Okulda dışarda yasak olan birçok şeyi yapma imkanları varken ölüm süreleri gelene kadar yapılan deneylerde denek oluyorlar.
Tüm bu insanların içinde Yeşil hiçbir suçu olmamasına rağmen bu okulda yaşıyor. Kalbinin kendisine verdiği hasarlarla birlikte hayata tutunmaya çalışıyor. Ta ki bir gün suikastçısı onun kalbini almaya gelene dek.
Anlatmadığım o kadar güzel olay var ki.. Heyecanı kaçmasın diye kitabı okumanıza bırakmak istedim. Her detayıyla, sıkmayan kurgusuyla efsane bir kitaptı. Hele suikastçımız Gölge efsane bir detaydı. Gerek yalan söyleyememesiyle, gerek koruyucu tavırlarıyla beni kendisine aşırı bağladı. Adını da kitabı okuduğunuzda öğrenmeniz için söylemiyorum.
Eğer sizi içine çeken güçlü bir kurgu okumak istiyorsanız sonraki alışveriş listenizde bu kitabın olmasını şiddetle tavsiye ederim. Tüm unsurlarıyla insanı oldukça tatmin eden bir kitaptı. Yaralasar serisini okuyanlar bilir yazarın ne denli merak uyandırıcı sonlar yazdığını. Kitap hakkındaki tek pişmanlığım 2. kitabı çıkmadan almaktı galiba. Ama okuduğum için asla pişman değilim.