"Nasıl oluyor bu? İnsan sıradan çizgilere bakıyor, o çizgilerden sözcükler oluşuyor, ben onları biliveriyorum... Ne anlama geldiklerini... Canlı canlı sözcükler, benim sözcüklerim, bizim. Nasıl biliyor, nasıl anlıyorum ben bunları? Kimse kulağıma fısıldamıyor. Resim olsalardı o zaman kolaydı anlaşılmaları; görür görmez tanırdık ne olduğunu. Ama burada sanki düşüncelerin kendi yazılı. Nasıl oluyor bu? Açıklasana... Açıklayabilir misin?"
İçini çekti, kitabı ışığa tutup sayfalarını karıştırdı.
"Büyücülük, başka bir şey değil!" dedi.