İtiraf Ediyorum, romanın baş karakteri olan Adria Ardevol'ün ömrünün sonuna yaklaşmışken geçmişe olan yolculuğunu, hesaplaşmalarını ve itiraflarını hayatının tek aşkı sevgilisi Sara'ya anlatmasını konu ediniyor. Basit, yalın bir konu gibi gözükse de kitabı okuduğunuz zaman asla böyle bir kurgu olmadığını anlayacaksınız.
Katalan yazar
Jaume Cabre İtiraf Ediyorum romanında okura iç içe geçmiş hikayeler sunarken aynı zamanda heyecanı diri tutarak kendine hayran bıraktırıyor. Yazar bunun yanı sıra anlatım dilinde de aynı tekniği kullanıyor. İç içe hikayeler sunduğu gibi bunu birebir anlatım diline de yansıtmıştır. Yani bir anda yüzyıllar öncesine giderek olayın ana hikayesinin baş karakterlerden okumaya başlıyorsunuz. İlk 100 sayfa da "Ben ne okuyorum, şimdi ne oldu?" deseniz de bir süre sonra anlatım diline alışıyorsunuz ve hikaye sizi içine çekiyor. Aslında bu geçişlerin iki tane ana nedeni olduğu düşünülüyor. Bunlardan ilki Adria Ardevol büyük bir nörolojik sorun yaşamakta ve beyni tabiri caizse gidip gelmektedir. Bu yüzden de olaylar arasındaki hızlı geçişler, zıplamalar bundan dolayı olmaktadır. İkinci bir nedense Adria'nın mizacı. Kendisi anda kalamayan, zihni sürekli çalışan ve düşünen bir insan olduğundan bu şekilde bir anlatım dili tercih edildiği düşünülüyor. Adria'nın hastalığına bağlı olarak anlatım diline de yansıyan bu geçişler aslında okurken onunla empati yapmamı kolaylaştıran bir teknik oldu. Çünkü okurken oldukça kendisine sinirlendiğim anlar oldu. Diğeri ise olayları öğrenmeye karşı olan pasifliği oldu. Merakımı artıran bu pasifliği aynı zamanda olayları da daha derinden hissetmeme sebep oldu.
İtiraf Ediyorum sadece Adria'nın kendi geçmişiyle yüzleşmesi ve yolculuğu değil. İşte bu noktada
Jaume Cabre bir dahiyaneliği ortaya çıkıyor. Herkesin bildiği, acıların hala süregeldiği, izlerinin olduğu hatta yaraların hala kabuk tutmadığı İkinci Dünya Savaşı ve Nazi zulmüne de yakından tanık ediyor. Bu tanıklık sadece acıları çeken anne, baba, çocukları değil bizzat bu acılara birinci elden sebep olan mesleğini bu yönde kullanan doktorların gözünden de okuyoruz. İnsanların çektiği acıların yanı sıra Cabre bir yandan da savaşın karışıklığından yararlanan insanların yaptığı yıkım ve yağmacılığı da anlatıyor. Böylece bize Avrupa tarihinin ve kültürünün oldukça karanlık, sansürlü anlarını da göstererek okura gizli kapıları açıyor.
Ve aşk... Adria ve Sara çok gençken tanışan bu iki genç farklı kültüre sahip olmalarından dolayı uzun yıllar birbirlerinden uzakta ayrı kalıyorlar. Bu aşkı yöneten, ilişkilerine yön veren üçüncü kişi ise keman. Keman hem onların aşklarının arasında bir kara kedi iken hem de hikayenin ana karakteridir. Bu aşkı okurken her iki karaktere de ayrı ayrı çok kızdığım zamanlar oldu. Her iki tarafta birbirlerine karşı sırları, gizleri bir süre sonra okurken bir nokta da artık yeter dedirttiği zamanlar oldu. Ancak kitabı bitirdikten sonra salt sevginin, aşkın da aslında hiçbir zaman tam anlamıyla yeterli olmadığının bir kez daha farkına vardım. İtiraf Ediyorum sadece tarihe tanıklık tutmasıyla değil insan ilişkileri, hayata bakış açısıyla olmak üzere okura farklı kapılar açan zengin bir içeriğe sahip.
Jaume Cabre çok uzun bir dünya tarihini(aslında neredeyse tüm dünya tarihini) bir paydada buluşturuyor. Dinsel-felsefi düşünceler ve argümanlar, sanat, sanata bakış açısı, tarih başta olmak üzere yazar müthiş bir kurguyu ustalıkla ince ince işleyerek kaleme almış. Çok çok çok severek okudum. Bu yılın "enleri" arasına giren
İtiraf Ediyorum, kütüphanemde gördükçe sahip olduğum en nadide hazinelerden biri ve bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum. Eğer bu kitabı bir şekilde görürseniz alıp okumanızı mutlaka tavsiye ederim. Hem tarihi hem de hikayenin gidişatında yer alan karakterler oldukça fazla olduğundan naçizane tavsiyem karakteri not alarak okumanız. Bu sayede daha rahat bir okuma yaparken aynı zamanda tarihi olayları da araştırmak isterseniz iyi bir yol gösterici oluyor.
Kitabı sevgili
İpek Dadakçı vesilesi ile okuduğumu da belirtmek isterim. O kadar büyük bir övgü ile bahsetti ki bana okumak kaldı.Kendisinin geniş, nitelikli bir okuma yelpazesi var ve ayrıca okuduğu kitapları youtube sayfasında da yorumluyor.
