Kitabın, Atatürk'ün isteği üzerine kaleme alındığı herkesin malumu. Eser müellifin Türklerin eski dinleriyle alakalı çalışmalarının ilk safhası Şamanizim hakkında bilgi vermektedir. Gariptir ki kitabın ilk nüshaları kütüphanede kaybolmuştur.Eser çok ağır bir dil ile yazılmış, şu an Türkçede kullanımını pek nadir görebileceğimiz kelimeler mevcut. Tarih araştırmalarında eski eserlerin diline alışık olan okuyucular dahi tökezleyebilir. Bu konu da okuyucu yoran bir mesele olduğu için önceden hazırlıklı olmak gerekir.
Müellifin özellikle Eski Mo'lar ve Kızılderililerin Türklüğü üzerine eğildiğini de görmek mümkündür.
Ziya Gökalp bir çok kere tenkit etmiş ve kendisini duygusallıkla suçlamıştır. Yazar bu eserinde daha çok
Abdülkadir İnan Hoca'ya da kaynak kişi olarak atıfta bulunmaktadır, elbette Abdulkadir Hoca'nın eserleri de bu konuda tamamen tamamlayıcı özelliktedir okunması da muhakkak gereklidir.
Müellif Şamanlığa dair açıklamalarda bazı kavramları üstün körü geçmiş açıklama ihtiyacı duymamıştır ama bu konuların da detaya ihtiyacı olduğunu hatırlamak gerekmektedir, galiba burada okuyucusuna olan güveni söz konusu olabilir.
Eserde özellikle ve özellikle Alevilerin, şamanlığın en büyük taşıyıcıları olduğunu birebir özellikleri aktarımsal olarak devam ettiğini ve Alevilerin önem haiz eden bel kemiği ibadetlerin şamanizden gelen ritüellerle sentezlenip uyarlandığını örneklerle belirtmektedir. Alevilik ve Şamanizim arasında ki ilişkiyi çalışmak isteyenler için gayet dolu örnekler söz konusudur. Bir çok kavram ismi güncellendiği için çıkarımlarla bu kavramlar da yerine koyulabilir. Şaman kelimesinin Türkçe bir kelime olduğunu iddia etmesi ve Kam kelimesinden ise neredeyse yok denecek kadar az bahsetmesi de ilgi çeken bir konudur. Okuyuculara şimdiden iyi okumalar dilerim.