Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

243 syf.
·
Puan vermedi
Ensest açısından, çocuk psikolojisinin anlaşılabilmesi açısından okunabilir bir kitap bu kitap bence. Okurken yorabilir çünkü anlatılanlar öyle kolay sindirilebilir şeyler değil. Bundan sonrası, *spoiler içerir* Baba istismarcı, anne ilgisiz... Babası tarafından tecavüze uğrayan bir çocuğun hikayesi. Okurken sinirlendiğim, iğrendiğim o kadar çok yer oldu ki... Özellikle babanın kendi özel bölgesini kızına elletmesi, kızının özel bölgesine rahatsız edici hareketlerde bulunması, pis demesi... Çocukta çok büyük etkiler yarattığını görmek mümkün okurken. Yaşadıklarını çok uzun zamanlar anlatamamış zaten. Ayrıca çocuğu tehdit etmiş açıkça başka birine anlatmaması için. Bu istismarların, bu ilgisizliğin yanında bir de ikinci dünya savaşına, Hitler dönemine denk gelmiş ve evinden ayrı kalmış. Hitler yaşadığı bölgeyi ele geçirirse çocukları büyükleri Yahudilere yaptığı gibi gaz odalarında tutarmış. Bu dönemde galiba bu çocuk 8 9 yaşlarında, onu tam anlayamadım. En fazla 14'tür ama. Ve bu yaşlarda bir çocuğun bunu duyması, o çocukta çok büyük travmalara sebep olabilir. Ki zaten Olivia'da da uykusuzluk, kendi düşüncelerini Hitler'e mektup olarak yazma gibi yollarla ortaya çıkmış bu durum. Büyük travmalar olduğunu görmek mümkün aslında bu hikayenin ardında. Yanlış olan pek çok şey var, ebeveynlerin büyütme tarzından tutun gönderildiği yurt gibi olan yerde düşüncelerine kızılmasına kadar. Bunları fark etmek çok mümkün bu kitabı okurken. Dünyanın bütün kötülükleri ele alınmış neredeyse. Kitabın ortalarında günlüğünü kronolojik sırayla yazmış, orada annesinin onu etkileyen sözleri de var. Olumsuz etkileyen. En çok da annesinin babasının söylediği sözleri unutamaz bir çocuk, çünkü en yakınıdır ve aynı zamanda o çocuğu onlar büyütmüştür. Bunu da görmek mümkün okurken. Annenin temizlik takıntısı başlamış sonralardan, bunu da fark ettim. Ve kız bunun kendinden kaynaklandığını düşünüyor, ne acı. Ivo'nun yaptıkları ise başlı başına ayrı bir mesele. Başta güzel gibiydi aslında ama yine belliydi sanki bir şeyler olacağı. Olivia gittiği anda hemen Helene'i buldu. Neymiş kalçaları daha güzelmiş, altı çocuk yaparmış. İyi o zaman onunla hayatına devam et. Sonrasında karşısına Tobias çıkıyor. Ivo ile de Tobias ile de cinsellik açısından büyük sorunlar yaşadığı açıkça belli. Seksten çok uzak Olivia, sevilmek istiyor seks değil. Bunu Tobias konusunda annesine açtığında ise annesinin tepkisi oğlanın kıza nasıl dokunacağını bilmediği oluyor. Sanki her kadın ya da her erkek bundan zevk almak zorundaymış gibi. Kızının duygularını, ne hissettiğini, travmalarını bilmeyen bir anne. Başta da söylediğim gibi, oldukça ilgisiz. Hamile kalıyor, evlenmeleri gerektiği düşünülüyor. Kızın düşünceleri önemsiz. Seks denen o deneyimi o kadar sevmiyor ki Olivia, 12.bölümün sonunda düğünden önceki gece deprem olması için dua ettiğini söylüyor. Çevresindekilerin kızı dinlemek, anlamak istememesi çok sıkıntılı bir durum, her şeyi içine atıyor. Bunun kökeninin babasının yaşattıklarından geldiğini düşünüyorum, ki bence o anı yaşarken aklına babasının gelmesi, eski anılarının canlanması da buna bir örnek. Diğer yandan da bir alıntıda paylaşmıştım, babasından beri düşündüğü şeyin bir erkek zevk almak istiyorsa bunu yapmak zorunda olduğunu düşünüyor. Çünkü babası ona böyle öğretmiş. Böyle baba olacaksanız ölün daha iyi (belki biraz ağır bir söz oldu bilemiyorum ama), en azından bir çocukta büyük travmalar yaratmamış olursunuz. Neyse ki sonunda Sam ile tanıştı ve her şeyi geride bırakıp mutlu bir hayata adım attı tüm korkularını yenip. Yaşananlar güzel olmasa da sonu güzel bitti. Enseste maruz kalan diğer çocuklarla da çeşitli vasıtalarla tanıştı. Pek çok şeyi başardı. Kendi yaralarını da sardı, başkalarını da çözmeye çalıştı. Kitabın en sonunda babasına dair güzel bir anı hatırlamaya çalıştığını yazmış. Bu, muhtemelen her insanda yaşanan bir şeydir. Ölen insanla ilgili güzel anıları daha ön planda tutmaya çalışırız onu iyi hatırlamak için. Belki çok kolaylıkla buluruz, belki kendimizi çok zorlarız bulabilmek için, belki de bulamayız. Ama böyle bir çabayı sarf ederiz muhtemelen, hele de sevdiğimiz bir insansa o kişi. Bu da aslında o yaraları sarmanın bir yolu, yöntemi. Psikolojik analizler yapmaya çalışsak çok daha fazlası da çıkar ama sanırım fazlasıyla uzun yazdım. Uzun lafın kısası, eğer sindirebilecekseniz ve ensest vakalar ilginizi çekiyorsa okuyabilirsiniz bence.
Babam Öldüğünde Ağlamadım
Babam Öldüğünde AğlamadımIris Galey · Koridor Yayıncılık · 2008800 okunma
·
120 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.