Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

%68 (262/384)
1/10 puan verdi
Kitaba dair hiçbir şeyi sevmediğim hâlde zorla da olsa bu sayfaya kadar geldim. Bu aralar yarım bıraktığım kitaplar arttığı için de içimden hiç okumak gelmese de bir şekilde kitabı bitirecektim. Fakat sabrım taştı ve yarım bırakmak zorunda kaldım. Yorum bir miktar spoiler içerecek bu yüzden ama kendinizi bu kitaptan kurtarmak için spoili de olsa incelemeyi okumanızı öneririm. Sabrımın taştığı kısma gelmeden önce kitaptaki diğer sorunlardan bahsedeyim. Mesela Sylvia Day'in her seferinde kolaya kaçması en büyük sorunlardan biri. Yazarın şu zamana kadar 3 kitabını okudum ve hepsinde de karakterleri önceden tanışmıştı. Hani sıfırdan tanışan karakterler yazmak ve onların yavaş yavaş yeşeren duygularını aktarmak hiç yok bu yazarda. Onun yerine kolaya kaçıyor ve karakterlerini hep önceden tanışmış ve dandirik bir sebep yüzünden ayrılmış şekilde yazıyor. Sonra da 2 sayfa kadar onların uyduruk geçmişini anlatıp hop diye yakınlaşma sahnelerinin olduğu bölüme atlıyor. Ki bu da ikinci sıkıntıyı ortaya çıkarıyor: Karakterlerin aklının fikrinin sadece cinsellik oluşu. Evet, yazar karakterlerinin arasındaki tutkuyu okuyucuya geçirme konusunda başarılı ama bu tutkunun dozunu ayarlama konusunda hiç başarılı değil. Bir gece birlikte olamadıkları için gözüne uyku girmeyen hatta deliye dönen karakterler var bu kitapta ya. Şaka gibi. Bir de Sylvia Day bu kitabında gereksiz bir ajanlık muhabbetine girmiş ama herhalde bir konu ancak bu kadar yazılamazdı. Yazar ne demeye bu işe girdi bilmiyorum ama aksiyon olsun diye yazdığı sahneler benim sadece uykumu getirdi. Kitabı yarım bırakmadan önce olayların arkasında kim varmış diye bakmadım bile. O kadar umurumda olmadı. Gelelim sabrımı taşıran olaya... Marcus'un, kendisi ile fiziksel anlamda bir şeyler yaşamak istemediğini net bir şekilde belirten Elizabeth'e “hayır diyorsun ama vücudun farklı söylüyor, ben seni ikna ederim” demesi, Elizabeth sanki nazlanıyormuş gibi davranması ve “dur” kelimesini duymasına rağmen durmaması asla kabul edilebilir bir durum değil. Böyle bir sahneyi romantikleştimeye çalışmak da benim ancak midemi bulandırır. Ki bu tek örnek de değil. Elizabeth'in de istekli olduğu ama Marcus'un yine de zorla onunla birlikte olduğu başka sahne de var. Hatta o sahnede aralarındaki diyalog tam olarak şöyle: Elizabeth: Neden sana kendi isteğimle verebileceğim bir şeye zorla sahip oluyorsun? Marcus: Sen bana hiçbir şeyi kendi isteğinle vermedin. Sana dair sahip olduğum her şeyi bileğimin hakkıyla elde ettim. Bu o kadar iğrenç bir zihniyet ki ve böyle bir ilişkiyi aşk gibi göstermeye çalışmak o kadar rezil bir durum ki üstüne ne desem boş. Bu denli berbat bir sahneden sonra kitaba devam etmem de mümkün olamazdı zaten.
Arzulanan Kadın
Arzulanan KadınSylvia Day · Pegasus Yayınları · 2013191 okunma
·
400 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.