DİPÇE : Kitaplarımın bir tanesinin yayınlanmasından sonra, bir eleştirmen, artık fakir insanların ortamını terk ettiğimi ve kitaplarımın çamaşırhane kokusundan ve sosyal eleştiriden kurtulduğunu söyleyerek beni övdü ve omzumu sıvazladı. Bu övgü bana, insanlığın üçte ikisinin açlık çektiğini, Brezilya'da sütün tadını öğrenemeden ölen çocukların varlığının henüz öğrenilmeye başlandığı an bahşedildi. Sömürü kokan bir dünyanın, fakirliğin, ne sınıf mücadelesine ne de mistik vatana doğru evrilmediği, sadece insanın kendisini sakınması gereken bir tortu olduğu ve bunu çalışmalarının konusu yapan yazarın, biçim ve içerik arasında bir bütünlük sağlayıp sağlamadığının tespiti yönünde çaba sarf edilmeden yargılandığı bir zamanda. Kişisel olarak beni bu suçlama fazla ilgilendirmiyor. Böylesi bir kavramla anlatılmak istenen düşünsel karmaşa, bence daha önemli, çünkü "çamaşırhane" edebiyata layık olan alanlar nerede, ne demek olduğu anlaşılmaz şekilde ifade edildiği gibi, edebiyat nerede konumlanmalıdır? " Bu bölümü 1959 yılında yazdığı bir denemeden aktardım. Yazarı her kitabında biraz daha anlamama ve sevmeme neden olan fikirleri ve bunları edebi düzleme aktarımındaki tartışmasız güzelliği okura nitelikli bir okuma deneyimi sunuyor. "İlk Yılların Ekmeği" kitabında kahraman, bir gün içinde yaşadığı olaylar üzerinden, geçmişe uzanır. Onun sıradan yaşamı; savaş sonrası Almanya'sında hayata tutunmaya çalışan, bir dilim ekmeğin peşinden koşan insanların yaşamıdır. Gün içinde yaşadıkları kahramanın, onu var eden sürecin yaralarının ve kusurlarının hiç kapanmadığını görmesine sebep olur. Ona bu farkındalığı yaşatan Hedwing adlı kızla karşılaşmasıdır. Hedwing, onun karşısına çıkan nahif bir aşktan öte, yaşamına yön veren, içinde sindirildiği çarktan çıkmasını sağlayan büyük bir gücün simgesidir. Güçlü bir gönül tutulması yaşayan kahraman, gerçek aşkı ve gerçek yaşamı hisseder. Onu çevreleyen perdeyi kaldırır. Ekonomisi düzelmesine rağmen içinden atamadığı açlık duygusunun etkilerini kendi hesabına, sevdikleri hesabına ve tanımadığı insanlar adına yeniden yeniden yaşar. Kitabın iletisini yine yazarın bu sözleri özetlemektedir: " Kapitalist ekonominin işleyiş biçimi ve işlemesi gerektiği biçimi hiçbir hümanizme izin vermez." Keyifle okuyun, esen kalın.