Bu sorunun bendeki cevabında yaşamın, varoluşun amacını anlamak yatıyor. Yaşamımızda iki ana temel var. Biri herşey zıddıyla kaimdir. Yani acı varsa mutluluk vardır gibi..çünkü değer denilen şey ancak böyle ortaya çıkar. Bu açıdan baktığımda Cesur Yeni Dünya'da acı yok dolayısıyla mutluluk da yok. Var olan olarak gösterilen şey kesinlikle haz ya da mutluluk değil. Her şey yapay, tıpkı bir plastik gibi. İşe yaramaz. Bu yüzden ikisi arasından yapılacak kıyasta acı, mutluluk, korkunçluk ve istemediğim bir yaşam tarzı bakımından kesinlikle CYD' nin içinde olmak istemezdim. Bana çok daha derin düşündüren bir kitap gibi geldiği için ve tıpkı kitaptaki gibi günümüz insanlarının birçok şeyin farkında olmaması, kendi dünyamızda bize yapılanlar veya kendi elimizle yaptıklarımızın kitap ile benzerliği beni fazlasıyla düşündürttü. Oysa 1984'te yaşamın ikinci temeli olan mücadele var en azından. Yani yaşam var demektir bu da. Fakat CYD'de mücadeleye dair hiçbir şey yok .Ve de mücadele edenleri, bu uğurda acı çeken ayrıbölgeyi eleştirme, hor görme, ötekleştirme var. Ölüm bile birşey ifade etmiyor, tıpkı şu an bizlerin hayatında olduğu gibi. Küçük bir acı, yas sonrası hayatlarımıza hiç ölüm yokmuş gibi devam etmek..kesinlikle bana daha düşündürücü geldi CYD bu yüzden. Yaşama dair ne varsa hepsinin fıtrattan olmasına ve bizi biraz daha insan yapmaktan ibaret olan herşeye daha çok üzerinde durmama, şükretmeme vesile oldu. Son olarak da şunu söylemek istiyorum. Kafamdaki bu düşünceyi doğru ifade etmekte zorlanacağım fakat ifade etmem gerekirse sanki CYD'de olacaklara izin verirsek ve mutluluğun, hazzın, eğlencenin sarhoşluğu ile kendimizi avutmaya devam edersek kaçınılmaz sonumuz 1984 gibi olacak.Ve maalesef ki galiba artık her ikisinin de biraz biraz içindeyiz..Ama umut her daim vardır..yaşamın gereklerinden biridir çünkü umut.