Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

224 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Yazar kitabın hemen ilk bölümünde milletimize yönelik bir özeleştiri ile başlıyor. Millet olarak eleştirdiğimiz çoğu konuya dair yeterince bilgi sahibi olmadığımızı, eleştirinin özünün dolu olmadığını ifade etmektedir. Örneğin: Batı'yı kültürel, bilimsel, mimari ve birçok bakımdan şiddetle eleştirip, özenmememiz gerektiğini söylerken; bir yandan ise bu değerlerde bizim Âlimlerimizden, kültürümüzden, mimarimizden esinlendiklerini söyleyerek tutarsız bir tavır içinde bulunduğumuzu göstermektedir. Ee bu durumda biz kimi, neyi ve nasıl eleştiriyoruz? Fazlıoğlu bu sorunun edebi bir sorun olduğunu düşünmektedir. Bu durumu şöyle ifade ediyor: "Türkiye'de bu tür eleştirilerin çoğu edebi. Edebiyatı küçümsemiyorum; elbette Âdab olmadan edeb olmaz. Ama ilim; edebi tavırla, yöntemle yapılmaz, yapılamaz." Fazlıoğlu devamında eleştirel tavrımızın itikadi düzeyde yaşadığımız Müslümanlığımızı, itikadımızın dayandığı 1500 yıllık tarihi tecrübemizden de faydalanarak hayat görüşümüze yansıtmamış olmamızın eksikliğinden kaynaklandığını ifade etmektedir. Fazlıoğlu bir başka konu olan felsefe-bilim çerçevesi içinde gelenek, yani örf ve adetlerimizi konu alırken, ilk önce bu kavramları tanımlamamız gerektiğini ve böylece doğabilecek manipülasyonlara engel olabileceğimizi ifade etmektedir. Yazar örfün tanımını yaparken bilgiyle alakalı olduğunu, aklın yargıda bulunma eylemiyle üzerinde ittifak ettikleri ve ihtiyaç anında tekrar kendisine geri döndükleri davranış olduğunu belirtmiştir. Fazlıoğlu akıl sağlığı yerinde olan bir topluluğun, tarihi süreçte kendini bir bütün kılan ve birliğini sağlayan makul bulduğu örfleri ve adetleri, geçmişte inşa, şimdide tekrar etmesi ve nesiller üzerinden geleceğe aktarması gerektiğini vurgulamıştır. Yazar aynı zamanda bugüne değinerek, geçmişinden geri kalmış bir millet olduğumuzu, dolayısıyla düşüncelerimizdeki parçalanmışlıklar yüzünden örf ve adetleri, başkalarına bakarak idame ettiğimizi belirtiyor. Kitapta oldukça dikkatimi çeken bir başka konu ise; "İnsan Üzerine, İnsanlarla, İnsanca Konuşmak Mümkündür." başlığı olmuştur. Bakınız yazar "Mümkün müdür?" diye sormuyor, "Mümkün" olduğunu söylüyor. Bu başlık bile konuya motive ve pozitif olarak başlamamıza kâfi. Üstad her aklı başında ve psikolojik sorun yaşamayan insanların, insan haklarını, hak kavramını ciddiye alarak konuşması gerektiğini belirtiyor. Lakin gündelik hayatımızda bu durumun güce, mensup olduğu devlete ve siyasi örgüte göre değişmektedir. İnsanlar derecelendirilip, muhatap kim olduğu, hak kavramını belirlemektedir. Kısacası Aliya İzzetbegoviç'in dediği gibi "Tek tek insanları sevemeyenler insanlık kavramına sığınırlar." Yani "insan"değil "insanlık" kavramına aşık olurlar. Kavramların karşılık geldiği gerçeklerle yüzleşmek yerine kaçmak ya da yüzleşmiş isek gerçeği örtmek ve kendimizi temiz olduğumuza dair ıspat için çabalarız!.. Üstad bu duruma çözüm olarak, insanlarla iletişim kurmanın asgari şartının insanın anlam-değer dünyasına nüfus etmek ve muhatap almak olduğunu söylemektedir. Bunun yolunun ise "bilgi", "bilmek" gibi kavramlardan geçmediğini, insanları ancak tanımak ve anlamak gerektiğini söylüyor. Bakın İhsan Fazlıoğlu bilmek ve bilgi kavramlarını çok önemseyen ve her kitabında bu kavramlara yer veren bir yazardır. Tarihi bilmek, felsefe bilmek, kendini bilmek, İslâm'ı bilmek... Bunlar bilmek, bilgi ile elde edilecek kazançtır. Lakin Fazlıoğlu konu insana gelince belki de ilk kez bilgiyi, bilmeyi devre dışı bırakıyor. Anlayın, saygı duyun, tanıyın ve değer verin diyor!.. İhsan Fazlıoğlu nitelikli ve entelektüel tahlil ve tespitlerin adamı... Bu eser ile yine farkını ortaya koymuştur. Lakin ağır bir dili olduğunu belirtmeliyim. Çok fazla felsefik kavramlar içeriyor, bu da felsefe ile fazlaca içli dışlı olmayan okurları oldukça zorluyor. Nitekim ben zorlandım ama değdi. :))
Sözün Eşiğinde
Sözün Eşiğindeİhsan Fazlıoğlu · Ketebe Yayınları · 2020190 okunma
··
2.344 görüntüleme
Abdüssamed okurunun profil resmi
Dili oldukça ağırdır ve kavramların kullanımı baya derinliklidir hocamızın. İhsan Fazlıoğlu hocamızın “Akıllı Türk Makûl Tarih”ini okumadıysanız şiddetle tavsiye ederim.
Elif okurunun profil resmi
Evet çok hem de... Okumuştum o kitabını da, o da çok güzel bir kitaptı. :) teşekkür ederim.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.