Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

277 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Yourcenar ile 117 yılına yolculuk
Roma İmparatorluğu’nun en başarılı 5 imparatorundan biri olan Hadrianus’un yaşadığı çalkantılı dönemi, üstelik kendi ağzından dinlemek istemez misiniz? Düşünün: Roma İmparatorluğu’nun kuvvetli olduğu bir dönemdeyiz. İmparatorluğun sınırları İran’dan İngiltere’ye, Kuzey Afrika’dan Karadeniz’in kuzeyine uzanmış. Bilinen dünyanın büyük kısmı ve en verimli kısmı imparatorluğun kontrolünde. Her fetih, beraberinde bir şehirleşme hamlesi ve bölgeye yerleştirilen Romalılarla destekleniyor. Şehirler görkemli binalar, heykeller, çarşılar, arenalarla süsleniyor. Zenginlik kıyafetlere, süslemelere, yaşam tarzlarına yansıyor. Bunca zenginliğin ana kaynaklarından biri olan kölelik ise yaygın şekilde devam ediyor; Romalılar köleler arasındaki artan memnuniyetsizliğin henüz farkında değiller ama 50 yıl önce öldürülen İsa’nın çevresinde toplanan bu yoksul ve hasta kalabalığın kibirli imparatorluğu temellerinden sarsması yakın… Hadrianus soylu bir Roma ailesinden geliyor; başarılı bir savaşçı sayılmaz ancak zeki bir siyaset adamı. Trajan’ın hükümdarlığı zamanında onlarca yıl çeşitli bölgelerde yöneticilik yapıyor ve önemli bir Fatih olan ve sürekli imparatorluk sınırlarını genişletmeyi hedefleyen Trajan’ın aksine mevcut sınırlar içinde kalmayı ve barışı hedefliyor. Gereğinden fazla genişlemiş imparatorluğun bu uzak sınırları sadece askeri güçle savunamayacağının farkında. Son derece maliyetli olan bu koruma faaliyetinin yerine komşularla barış yapıp kaynakların halkın refahı için harcanmasını savunuyor. Ölmek üzere olan imparator Trajan tarafından evlat edinilerek veliaht ilan ediliyor Hadrianus. Gerçi bu kararı özgür iradesi ile Trajan’ın verip vermediği belirsiz, zira Hadrianus rakiplerini alt edip bu yarışta üste çıkabilmek için ulaşabildiği her kanaldan ve özellikle imparatorun genç karısından destek alıyor. Başa geçtikten sonra ise halkın refahına ve barışa önem veriyor. 21 yıllık iktidarının büyük kısmında bunu başarıyor da; ancak ölümüne yakın acıyla farkettiği gibi insanoğlu doyumsuz; Hadrianus her ne kadar halkın barışın getirdiği refahı ve rahatlığı istediğini düşünse de, bir müddet sonra güç göstermek, kan dökmek, fethetmek isteyenlerin sesi daha yüksek çıkmaya başlıyor. Stoa’cı bu büyük imparatorun hayatını, kendi ağzından, kronolojik sırada, düz yazı şeklinde aktarmayı seçmiş Yourcenar. Tarihe saygısızlık etmek istemediğinden onyıllar süren bir araştırmaya dayandırmış romanını; başlamış, beğenmemiş yırtmış, tekrar başlamış, notlarını yakmış, araya savaş ve acılar girmiş, tekrar tekrar başa almış çalışmalarını. Romanın son kısmında yer verdiği açıklamalarından anlıyoruz ki büyük bir araştırma yapmış ve büyük emek harcamış. Bu yönü ile eser tabii ki takdiri hak ediyor. Ancak… Benim açımdan okuması çok keyifli bir eser değil bu. Zira kurgusal anılarını sadece Hadrianus’un ağzından dinlemek bir müddet sonra okuyucunun konsantrasyonunu bozuyor. Hiç diyalogsuz ilerleyen rutin akışı takip etmek gerçekten zor. Tarih okumayı çok sevmeme ve Hadrianus dönemini özellikle merak etmeme rağmen başlangıçtaki motivasyonumu çabuk kaybettim. Severek okudum eseri, ancak başlangıçta tahmin ettiğimden daha uzun süreye yaydım okumayı. Önüme bir de dönemin Roma İmparatorluğu haritasını açtım ki, Hadrianus’un daldan dala atlayarak aktardığı o yoğun seyahatlerini kafamda canlandırabileyim. O kadar çok seyahat etmiş ki, haritam bir müddet sonra hata üstüne hata içeren labirent bulmayaca benzedi. Ancak eserin benim için çok önemli ve değerli bir noktası var. Bu büyük stoacının din-toplum-siyaset ilişkisine bakışının anlatıldığı satırlar bence defalarca okunmayı hak ediyor. Dönemindeki uzlaşmaz ve bağnaz Yahudi toplumundan hareketle dinin siyaset üzerindeki zehirli etkisi hakkında aktardıkları, insanlık tarihindeki sonraki benzer dönemleri de aydınlatıyor. Buna günümüz de dahil. Bir yandan fetihler yapıp dünyanın tümüne yayılmayı isteyen, diğer taraftan kendileri gibi düşünmeyen herkesi kılıçtan geçirmeyi hak gören bağnaz toplulukların hedeflerindeki bu korkutucu çelişkiyi Hadrianus’un ağzından başarılı şekilde aktarıyor Yourcenar. Okunmayı hak ediyor.
Hadrianus'un Anıları
Hadrianus'un AnılarıMarguerite Yourcenar · Adam Yayınları · 1992183 okunma
·
390 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.