Küçük bir kızın hayal dünyası ve balıklara olan sevgisinin konu edildiği hikâye şu an için buz dağının sadece görünen yüzü daha sonra hayatlarına dahil olacak kişilerle birlikte kitabın konusu tamamen değişiyor.
Annesi rıhtımda çalışan on iki yaşındaki Caitlin okula her gün arkadaşlarından daha erken gitmek zorundadır. Kendisiyle ilgilenebilecek her hangi bir yakını bulunmadığı için her sabah evden erken çıkmak zorunda olan kız vaktini okulda arkadaşlarının gelmesini bekleyerek geçirir. Okul çıkışı tekrar eden bir rutinde annesinin kendisini almaya geleceği vakte kadar zamanını şehirdeki büyük akvaryumda değerlendirir. Balıkları çok seven Caitlin burada olmaktan çok mutludur. Geniş hayal gücü ile okura balıkların dünyasını anlattığı satırarla bir çok balığı şimdilik onun gibi bizler de farklı bir açıdan yine başka duygularla görmeye çabalıyoruz. İşin en tuhaf kısmı ise her bir balığı muhakkak insanların yaşamına uyarlamasıyla aradaki benzerliklerin ince noktalarını yakalıyor olabilmesi. Annesiyle sinemadayken ortamı deniz duvarında dev kaya oluşumlarına benzettiği gibi bir çok örneklendirmelerle hayal dünyasına kattığı renkliliği yazar dünya ve içindeki insanları her zaman iç içe yaşattıği küçük kızın hayatına akvaryumu her daim dahil ediyor. Taki bir gün yazarın ortamın büyüsünü bozmaya niyetlendiği satırlara kızın çok sevdiği balıklardan sonra arkadaş edineceği dedesini yine üç benekli bir balığa benzeterek kızın yaşamına dahil edinceye kadar.
Üç benekli balık amca ile arkadaşlığından annenin haberdar olmasına kadar okur epey bi yol katederek balık dünyasına dair bir hayli bilgi ediniyordu fakat büyü bozuldu bundan sonra ne kızın ne de annenin hayatı artık eskisi gibi olmuyor. Yazar olayın akışını değiştirdiği hikâyesinde yaşlı amca önce okura pedofili bir insan imajı verirken ilerleyen sayfalarda bu defada annenin yıllar önce kendilerini terkedip gittiği sorumsuz bir baba olarak karşımıza çıkarıyor. Polisleri devreye sokan anne ondan taciz suç duyurusu ile şikayetci olduktan sonra akvaryumda karşısına çıkan kişinin babası çıkmasıyla şirazesi kayıyor. Eskiye dair hatırlamak istemediği geçmişiyle tekrar yüzleşmek zorunda kalıyor. Yaşanan tüm bu karmaşa içinde dedesine kavuşmanın sevincini yaşamak isteyen Caitlin maalesef annesinin daha önce hiç görmediği farklı bir kişiliği ile karşılaşıyor. Dediğim gibi bir kere çivi yerinden oynayınca zıvanadan çıkan annenin içinde yıllardır sönmeyen öfkesi yeniden alev almaya başlıyor.Doğal olarak kızına karşı tutumlarında da dengesizlikler kendisini göstermeye başlıyor. Okurken anne acaba kızına yaşadığı acıları gösterirken izlediği yol doğru mu sorusu aklımıza bile gelmiyor çünkü o an Caitlin'in yerine kendimizi koyunca yaşanan travmanın ağır yükü altında kalacağımızı biliyoruz. Annenin yaşadığı zorluklar elbet yadsınamaz bir gerçeklik gösterse de piyangodan çıkan dede aldığı olumsuz tepkilerde her defasında kızına bir matahmış gibi hak vererek kendini yüzsüzce affettirmeye çalışıyor. Anlayacağınız hikâyenin içinden tam bir aile dramı çıkıyor çıkmasına da yazar küçük kızın dünyasına cinselliği farklı bir açıyla dahil edince ayağınızı birden frene basıp şimdi bu da ne deyip afallıyorsunuz.
.
.
.
Büyükler tepişirken altta kalan küçükler her zaman ezilmiyor kurtulmak için başka başka çözümler için bir arayışa giriyor.Bu bazen bir kimlik çatışması şeklinde kendini gösterebiliyor. Okulda en yakın kız arkadaşı ile aradıkları çocukça saf sevgiyi cinsellikle karıştırınca farklı bir yakınlaşma gerçekleşiyor. Yazar bu satten sonra ağzıyla kuş tutsa yok akvaryumdu yok balık olduk suda süzülüyoruz zırvalıklarıyla okura kelime oyunları yapsa da tam bir fiyasko!..
Bunu da peşin peşin belirteyim. Yok masal havasından gerilime giden yolda şaşırtıcı gelişmeler okuru bekliyormuş tabii canım ona ne şüphe. Arkadaş , demezler mi bu çocuklar henüz cinsel kimliklerini keşfetme yaşında dahi değiller sonra ki ilerleyen dönemlerde tartışmaya açık bir konu ama şimdi değil.Bu kadar rahat bir hoşgörüyle konuya yaklaşan yazar, pişkin dedenin desteğini de işe katarak anneye babası tarafından ültimatom göstertince aynı evde iki küçük kızın birarada yalnız bırakılıp sırf anlayışlı aile olma adına müsamaha gösterdikleri kapalı kapı ardında yaşanabiliceklerden sonra yazımı burada bitirmek istiyorum zaten bu saaten sonra ne olmuş ne bitmiş çokta bir anlam ifade etmiyor. Okuyup okumama konusunu size bırakarak balıktan çıktığımız yoldan geldiğimiz noktaya bir noktada ben koyarak yazara haydi sen yoluna bende bir okur olarak yoluma diyorum.
Akvaryum 
David Vann
·
170 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.