Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

208 syf.
·
Puan vermedi
TARİHİN VİCDANINI SIZLATAN SOYKIRIM YALANI - İSMET BOZDAĞ "Çankaya Özel Arşiv Belgelerinde Atatürk Soykırım İddialarını Reddediyor" Bu kitap senelerdir kitaplığımda durmaktaydı; daha önce okumuştum ama yorum yazamamıştım ( o zamanlar okuduğum her kitaba yorum yazmıyordum). Geçen günlerde Osman Balcıgil'in Melek Terörist Fahişe adlı kitabını okuyunca ( Manukyan ve ASALA teröründen bahsediyordu) bu kitaba tekrar göz atıp yorum yazmaya karar verdim. Cumhuriyet Bayramı haftası da paylaşmak için ayrı bir vesile oldu. Doksan yıllık hayatımın son kitabını yayınlıyorum. Eğer Ermeniler, Birinci Dünya Savaşı sırasında olup bitenlerin ardına sinerek, dünyayı, olmamış bir soykırıma inandırmak hevesine düşmemiş olsaydı, bu son kitabı da yayınlamayacaktım. Çünkü bilen bilir, doksan yaşında bir "polemik kitabı" yazmak, "çok güç" olmaktan fazla bir şeydir! Ama Ermeni diyasporasının dış dünya temsilcilerimizi haysiyetsiz pusularla öldürmeleri yetmiyormuş gibi, bu konuda görevi gereği yaptığı bir bilimsel araştırma yüzünden, İsviçre gibi uygar olmak zorundaki bir ülkede Türk Tarih Kurumu Başkanımız Yusuf Halaçoğlu konuştu diye tutuklanınca, gerçeği, polemik alanına çekmek, bir "aydın görevi" oldu. Artık bilen, bildiğini, bildiği kadar yazmalı, söylemelidir!.. İşte bu yüzden, doksan yaşımda daktilomun başına oturmak gerekti ve oturdum. Yazdıklarımın hepsi, belgeye, bilgiye, tarihsel gerçeklere dayalıdır!.. Eğer bazı satırlarda heyecanlarıma yenilmişsem, okuyucularımdan bağışlanmamı rica ederim. Bu yaşta, bu iş, bu kadar yapılabiliyor. Saygılarımla, Efendim... İsmet Bozdağ (önsöz - tanıtım yazısı) Bozdağ'ın daha önce Atatürk'ün Sofrası ile Gazi ve Latife adlı kitaplarını okumuştum. Fırsat oldukça diğer kitaplarını da okumak isterim. Kitaba dönersek yazılanların hepsi belgelere dayalı; kitabın sonunda kaynakça ve resimler var (ki bu belgelerin bazıları yabancı kaynaklı). Bu fotoğraflarda Tiflis'te öldürülen Cemal Paşa'dan, Sivas'ta katledilen Jandarma eri Mustafa'ya; Türkleri kötüleyen Ararat dergisinden Ermeni çetelerinin propaganda afişlerine birçok değişik resimler var. Bence böyle belgelere dayalı olarak yazılmış, resmi tarihimizi anlatan bir eser için yapacak kişisel bir yorum olmamalı; ya da ben kendimi bu konuda yorum yapacak yeterlilikte görmüyorum. Celal Bayar ile soykırım sohbeti; Hınçak Derneği ve Taşnak teşkilatının kuruluşu; Güney Kafkasya'da soykırım ve zorunlu göç ile Ermenilerin iskanı; Tehcir öncesi, karar alınması ve koşulları; Padişaha suikast; yeraltı çalışmalarının başlaması; Birinci Dünya Savaşının başlaması; Talat Paşa tehcir uygulamasını anlatıyor; Cemal Paşa konuşuyor gibi birçok bölümden benim en çok ilgimi çeken Celal Bayar ile sohbet oldu. Celal Bayar ile sohbetten: Avrupa'dan Asya'ya, Asya'dan Avrupa'ya geçen bütün yollar Ermenistan üzerinden geçer. Türkler, Araplar, İranlılar, Makedonyalılar, Bizans ve en sonra Osmanlılar, Ermenistan toprakları üzerinden aşmak zorunda kalmışlardır! Böyle bir ayakaltı ülkede küçük bir toplum, bağımsızlığını uzun süre sürdüremez! Ermenilerin tarihi, hep başka milletlerin yönetiminde geçmiş olaylarla doludur. 1918 - 1920 arasında iki milyondan fazla Kafkasyalı Müslüman, -Ruslar tarafından- sürüldü; birçoğu da yok edildi. Kaçabilenler Osmanlı topraklarına sığındılar. Şimdi yeni bir süreç başlamıştı. Artık, Kırım'a Kafkaslara, steplere Hristiyanların yerleştirilmesi kolaylaşmıştı. Yerleştirdiler, yerleştiler. Düşünsenize İsmet Bey, bu nasıl bir "soykırım"dır ki, senin ve benim doğum yerim Bursa'da 6.900 Ermeni yaşadığı halde, bunların içinden sadece 231 kişi seçilmiş ve sürgün edilmiştir!.. Ne demektir bu?.. Şu ya da bu ölçüde suça bulaşmış 231 insan tespit edilmiştir!.. Devlet'in Ermeni değil, "suçlu" aradığından kuşkumuz kalamaz!.. Benim, eski bir İttihatçı olarak Abdülhamit'ten yana konuşmam mümkün değildir ama "gerçeği" çarpıtamam!.. ( Padişah Abdülhamit'e cuma namazında yapılan suikast sonrası Ermeni gence verilen idam cezasını padişahın affetmesi ile ilgili konuşuyor- bu tarafsızlığa hayran oldum) Dün, ülke içinde yarattıkları kan denizlerini, bugün yurt dışında yaratmayı marifet haline getirmişlerdir. Dün yurtta Sultanların canına kastediyorlardı, bugün Elçilerimizi, Elçilik görevlilerimizi kurşunluyorlar! Kitaptan alıntılar: Osmanlı Devleti'nde yüzbinlerce insan, hayatını hiç uğruna kaybetmiş; aileler yok olmuş, kadınlar, çocuklar ezilmiş, Tarihin vicdanı sızlamıştı!.. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesi, bu atmosferde gerçekleşti... İpek yolunun, Ümit Burnu yolunun keşfi ile baltalanması, dünyada yeni bir çağı başlatıyordu! İşte bu başlayan çağ, yepyeni bir Avrupa gerçeğini ortaya koydu: O güne kadar bütün dünyada "Nakle" dayanan gerçekler, "Akla" dayanan gerçeklere yerini bıraktılar. Bir yanda "nakil"e, yani "iman tefekkürüne" dayanan milletler; öte yanda, "akıl"a yani hiçbir peşin yargıyı benimsemeden, her şeyi akıl ile çözen milletler oluştu. Kişinin "Nefis Müdafaası" ne ise, devletin "Öz Savunması" da odur. Kişi kendi hayatını; devlet kendi devamını güvende bulundurmak zorundadır! Savaşta, düşmana yardım eden kimseler kurşuna dizilir!.. Osmanlı Devleti, bazı vatandaşlarının düşmana yardım ettiklerini saptamış, onları kurşuna dizeceğine, bu kişileri, düşmana yardım edemeyecekleri bir yerde ikamete mecbur etmiştir. Barış ancak iki tarafın karşılıklı samimi ve adil olmasıyla mümkün olacaktır.
Tarihin Vicdanını Sızlatan Soykırım Yalanı
Tarihin Vicdanını Sızlatan Soykırım Yalanıİsmet Bozdağ · Truva Yayınları · 200952 okunma
·
219 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.