Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Spoiler içerir! Sevgili Dorian. Güzel, göz alıcı, kibar, büyüleyici, muazzam bir maskeyle gezen gaddar, acımasız hatta belki kalpsiz Dorian. Genç, saf ve aşık olabilecek temiz bir kalbe sahipken bir canavara dönüşen ya da belki de sadece hayattan nasibini alıp büyüyen biri. Yanında her zaman ona hayran olanların dışında iki gerçek dost. Basil Harward namıdiğer ressamımız ve Lord Henry. Basil, Dorian’a adeta tapıyor, belki de içinde bir aşk besliyor, ondan ilham alıyor… Muazzam bir dış görünüşe ve kirlenmemiş duygulara sahip Dorian Gray’in portresini yapan Basil, bunun en güzel eseri olduğuna inanıyor. Eseri en yakın dostuna, portrenin sahibi Dorian’a hediye ediyor. Tabii bir de kitabın bana göre baş karakteri olan Lord Henry’yi Dorian ile tanıştırıyor. Lord kendi düşünceleri ile bazen bir zehir bazen ilham kaynağı olabilecek bir adamdır. Asil, kararlı, kendine has… Günler geçtikçe onunla ve keskin düşünceleriyle baş başa kalan Dorian, Lord’un felsefesine iyice kendini kaptırır. Basil’den uzaklaşır ve neredeyse tüm vakitlerini Lord ile geçirmeye başlar. Basil’in tabloları için saatlerce karşısında dikilmekten de vazgeçer. Tabii olaylar bu noktaya gelmeden önce Dorian gittiği bir oyunda sahne alan genç, güzel ve bir o kadar da yetenekli bir kıza tutulur. Hatta hemen tanışırlar, aşk olduğuna inandıkları bir çukura düşüp evlenmek isterler. Dorian aşkından ölüp bittiği kızı dostlarına göstermek için bir akşam onları oyuna davet eder. Lord Henry ve Basil gördükleri manzara karşısında hayrete düşerler. Çünkü kızın güzelliğinden başka hiçbir şeyi yoktur. İğrenç bir oyun sergileyen kızı izlerken aşığı Dorian dehşete düşer. O gece bu aşka, ilişkiye, geleceklerine veda eder ve kızdan ayrılır. Dorian’u annesine ve ağabeyine anlatan, ondan bahsederken yüzünde gülücük eksik olmayan, gözleri parlayan, tatlı presim diye diye tüm gününü geçiren kız aşığının bu acı ayrılığından sonra ölü bulunur. Sabah hiçbir şey yokmuş gibi uyanan Dorian, Lord Henry’den gelen mektubu açmaz. Ancak Basil koşarak yanına gelmiştir. Olanları anlatır. Dorian ilk kalpsizliğini burada sergiler. Ve genç kızı artık hiç umursamadığını Basil’e belirtir. Sanatı kadar ruhu da zarif olan ressam hayretler içinde oradan uzaklaşır. Peki eseri ne alemdedir? Dorian dün gece kendini değil de zalim bakışlı, şehvet, kibir dolu bir portre gördüğüne inandığından resmi saklamıştır. Sabahın ışığında dün gece gördüklerinin gerçek olmadığına inanmak için odada yalnız kalır ve üstünü örtüğü resmi açar. Bu nasıl mümkün olabilir? Tablodaki kendisidir ancak bu yüzündeki zalimlik, bakışlarındaki gaddarlık da ne oluyor? Basil’in onu böyle çizmediğinden emin olan Dorian, tabloyu saklamaya karar verir. Kimsenin, bilakis Basil’in tabloyu göremeyeceği üst kattaki bir odaya taşır. Ve hayatına bu karanlık, kirli sır ile devam eder. Günler, aylar, yıllar geçer. Dorian ise hep aynı kalır. Değişen sadece eskiden en yakın dostlarından olan şimdi ise hiç görüşmediği Basil’in çizdiği tablodaki adamdır. Bu tablo Dorian’un ruhudur. Günden güne daha da yaşlanan, Dorian kötülük yaptıkça iğrençleşen tablonun eski halinden eser kalmamıştır. Dorian her gününü keyfine göre geçiren, hala Lord Henry ile olan dostluğunu sürdüren, ancak halk arasında isminin artık beş para etmediği birine dönüşmüştür. Herkes ondan uzak durması gerektiğini, saf kötülük olduğunu düşünür. O melek yüzünün arkasında çok şey saklıyordur… Bir akşam Lord Henry’nin evinden dönen Dorian’a davetsiz bir misafir gelir. Eski dostu, saygıdeğer Basil Harward. Basil ona insanların neler konuştuğunu, gerçekten de o masum saf delikanlıdan bu hâle gelip gelmediğini sorar. Dorian sinirlenir ve her şeyin onun yüzünden olduğunu, yaşadıklarının tüm sorumlusunun o olduğunu söyler. O tabloyu yapmasaydı belki de her şey bu hâle gelmezdi diye söylenir durur. Onu eseriyle tekrar karşı karşıya getirmek için yukarıya çıkarır. Kilitli kapıyı daha sonra da tablonun üstündeki örtüyü açar. Basil öylece kalakalır. Bu onun için çizdiği tablodur, aynı zamanda değildir. Dorian olan biteni anlatır, içinde eski dostuna duyduğu kibir ve nefret anlattıkça artar. Basil çok geç olmadığını, hâlâ iyi birine dönüşebileceğini söyler durur. Ancak bir kez kalbe giren kötülük nasıl düzelebilir ki? Dostunun iyiliği için çabalayan Basil’in ölümü de dostundan olur. Bulduğu bir bıçakla Basili öldüren Dorian bir nebze olsun yaşadıkları için suçladığı kişiden intikam almış olur… En sonunda tabloya bir bıçak saplayan Dorian yere yığılır. Onu bulduklarında önce tanımazlar. Çünkü buldukları kişi genç, yakışıklı, saf ve temiz yüzlü Dorian değildir. Hayatın, zamanın, kibrin ve diğer duyguların kirlettiği maskesiz Dorian Gray’dir. Eski ve tatlı hatıralardan kalan dostunun yaptığı tablo ise çizildiği ilk günkü gibi orada asılı durmaktadır.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201973,2bin okunma
··
632 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.