İlk olarak şunu söylemeliyim, bu kitaba başlarken hiç böyle bir hikaye ile karşılaşacağım aklıma gelmemişti.. Voltaire felsefi yanını çok güzel konuşturmuş. Dahası kitaptaki olaylar o kadar abartılı öylesine trajikomik ki böylesine bir dram bizim yeşilçam filmlerinde bile yok!.. sevgili Candide herhalde bu dünyada görüp görebileceğimiz en iyimser şahsiyet.. ki bana kalırsa bu durum, yer yer aptallığa kaçıyor.. zaten bir noktadan sonra sinirleriniz bozuluyor.. (hele o kadar parayı pulu sen nasıl ziyan ettin ya, aklım almıyor.. ) Candide ile birlikte bizde dünyayı bir uçtan diğerine güzelce dolaştık.. görmediğimiz şey gitmediğimiz yer kalmadı.. bu arada biraz önce kullandığım 'güzel', anlam olarak kelime karşılığını ifade etmiyor.. çünkü gördüğümüz tek şey; farklı insanlar farklı yerler ama benzer kötülüklerdi.. eldorado'yu tenzih ediyorum;) kitaptaki karakterlerin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir.. inandırıcı bir yanı yok ama galiba işin ironik kısmı da burada yatıyor.. sevgili Voltaire sevgili Leibniz'in iyimserlik felsefesini herhalde ancak bu kadar ağır ve gülünç bir şekilde eleştirebilirdi.. kitabın sonuna kadar candide ve cici filozofumuz dünyadaki herşeyin olabilecek en iyi şekilde olduğunu savundular.. yazar Voltaire ve ben okuyucu olarak bu duruma bayağı güldük!.. Leibniz'in yerinde olmak istemezdim.. son olarak aydınlanmayı İstanbulda yaşamaları ise herhalde taşının toprağının altın olmasındandır diye düşünüyorum.. ;) ne diyim ki nasıl bir kara mizahtır.. ne acımasız bir adammışsın sen öyle Voltaire.. Her ne kadar ölmüş gitmiş olsan da, Allah kimseyi senin eline düşürmesin.. 
Candide 
Voltaire
·
220 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.