Çok fazla bilinmese, tanınmasa yahut okunmasa da tarihçilerin mutlaka hayatının bir noktasına dokunan, yaptığı araştırma ve yayınlar ile bilgi dağarcığımızı geliştiren 108 yıllık koca bir çınar ve onun yazılarından faydalanmak çok önemli benim için. Bana en iyi gelen tarafı ise bilinen tarih kitapları aksine çok kalabalık, karmaşık, ansiklopedi yerine gayet sade, anlaşılır ve kısa tutulmuş kitaplar yazması. Bir yerden sonra tarih kitaplarının insanı ne kadar yorduğunu bilirim. Bazı yerlerde bazı yazıları tekrar kullanmam gerekecek. Bilgilendireceğim. 1972-2009 yılları gibi uzun bir süre arasında yayımlanan makaleler, bu kitapla birleştirilmiş. Mustafa Kemal Atatürk, Sumerler ve Cumhuriyet ise kitabın ortak konuları. Yıllarca ‘Sümerler’ şeklinde öğrendik. Tarihçilerin daha ağırlıkla bildiği mesele ise Atamızın, Sumerler konusuna verdiği ayrı bir önem (Sümer ve Eti bankaları belki şimdi biraz dikkat çekecektir) ve yıllardır tartışılmış bunlar Türk müydü meseleleri tarih okurlarında yaygın bir soru. Tabi bu alanda yapılan çalışmalar, eksikler ve eleştiriler de çok önemli. Siyasi eleştiriler olması da (dönem fark etmeksizin) güzel çünkü çoğu ne olduğundan çok ne yapacaklarını bilmeyen insanlar olduğu için eleştiri yani olumsuzluktan çok ne yapacakları açısından yol gösterici olarak görüyorum Sayın Çağı’ın bu yazılarını. Dikkate alırlar mı şimdikiler veya sonrakiler derseniz, umarız bunu tabii. Yazarımızın 1914 yılında doğduğunu göz önüne alalım istiyorum çünkü yaşadığı dönem hem Osmanlı’nın son demleri, hem genç Cumhuriyet hem de Atatürk Devrimleri olarak adlandırılan ve oldukça önem verdiğimiz bir dönem. Bu durumda da onun yazdıkları, anlattıkları aynı zamanda yaşadıkları ve gördükleri. Başta Sumer olmak üzere Akad ve Hitit gibi dillere tam 33 yılını verdikten ve 74000 - YETMİŞ DÖRT BİN çiviyazılı belgeyi inceledikten sonra emekli olmuş bir isim. Yani nasıl bir araştırma ve birikim var karşımızda bunu bilmeliyiz. Bu çok önemli bir konudur benim için. Ayrıca kitapta muazzam bir tespit vardır. Büyük büyük amcam da buradan mezun olduğu için gönül rahatlığıyla bu kurumu da öveceğim. Pek çok yerde şikayetim olmuştu eğitim konusunda ve kısaca çok fazla okul değil nitelikli okul savunması yapmıştım. Bunlardan biri de yılların Köy Enstitüleri olup bunları kapatanların bu vatana en büyük ihaneti ettiklerini düşünmüşümdür. Kim olursa olsun. Çünkü bu kurumlar nitelikli insanlar yetiştiriyor; insanların kafasını sağcı solcu, dinci dinsiz, kısaca A-B diye ayırmıyordu. Bunları kapatırsan kime ihanet edersin? Gelecek nesillere. Bu yüzden bunu geçmişte yapanlara bugün hakkımı helal etmediğim gibi; bugün benzerini yapmaya çalışanlara da gelecektekiler hakkını helal etmeyecektir. Bu konu, önemsenmelidir. Sumer için yapılanlar oldukça fazla ve bunları okudukça geçen yıllarda geriye mi gitmişiz, bunu kendi beceriksizliğimizle mi yoksa başkalarının çomaklarıyla mı yaşamışız kesin konuşamam ama bildiğim varki uzun dönem bir ilerleme olmamış. Devlet bursu ile zor zamanlara rağmen yurt dışına öğrenciler gönderilmesi, eğitmenler getirtilmesi ve araştırmalar yapılması. Bu tabi çok uzun bir konu lakin yazarın dokunuşları da oldukça iyi. Sanırım biraz isyan hakkı da vardı yazarın neticede bizden 1 yüzyıl evvel başkaları bu işi araştırırken bizim araştırmalarımız çok daha sonraları bulmuş. Öğrendikçe mutlu olmamız gerekirken biraz canımız sıkılıyor aslında. Bu da ilginç. Diğer baskılarını da göz önüne aldığımızda, Kaynak Yayınları baskılarını görünce hayret ettim. Kendilerine de teşekkür etmek isterim. Çok harika bir tasarım sunmuşlar. Beğeneceğinizi düşünüyor, hepimize iyi okumalar diliyorum..

Atatürk ve SumerlilerMuazzez İlmiye Çığ · Kaynak Yayınları · 2009248 okunma

·

273 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.