Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
37 günde okudu
Hemen hemen okuduğum her kitaba bir inceleme yazısı yazıyorum fakat öyle sanıyorum ki bu en kıymetlisi olacak. Zira yazarın anlattığı her şey kelimesi kelimesine önem arz ediyor. Ayrıca yazarın kendisi de çok muhterem bir zat. 2015 senesinde yaşamını yitiren Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, dünyanın en genç yaşta profesör olmuş kişisi ve iki kez çeşitli ülkelerden Nobel'e aday gösterildi. Bunun yanında, Türkçe ile Japoncanın aynı dil ailesine mensup olduğunu (Ural-Altay) ispatladı. Böylesine önemli bir zatın kitabında ısrarla yakalamamızı istediği bir fikir var ki o da şu: Türk olma bilinci ancak ve ancak Türkçenin varlığını korumasıyla mümkündür. Şayet bugün ben Türk'üm diyen bir vatandaş,  Türkçe konuşmuyorsa veyahut kendi dilini yabancı sözcüklerin gölgesinde bırakmaktan haz duyuyorsa Türkçe ile beraber Türkiye'nin de gideceği yönünde keskin mi keskin bir iddiası var Sayın Sinanoglu'nun. Bu anlamda ülkemizde 1953 yılı bir eşik kabul edilir. Zira o tarihten itibaren Türkiye'de yabancı dille eğitim veren okullar furyası İngilizler tarafından başlatılmıştır. Gelelim yazarın beni en çok etkileyen önermesine: "şayet devletin hazırlık sınıfı açıp öğrencilere bir yıl fazladan eğitim verecek kadar bütçesi varsa bunu ecnebilerin dili İngilizce'ye harcamak yerine bilgisayar kullanımına, yazılıma, matematiğe harcasın. İşte asıl o zaman Avrupa'ya göz dağı verilmiş olur ve Türkiye sınıf atlar," diyor. Bunun yanında yazar İngilizce dediğimiz henüz yarım asırlık popüler dilin beş Latin dilinin kırması "uydurma" bir dil olduğuna, kelime türetme yeteneğinin olmadığına da işaret ediyor. Ki dil biiimcilere göre kelime türetme yeteneğinden yoksun diller yozlasmıştır ve güçsüzdür. Bu sebepten dolayı yazarın Türk vatandaşlarından ricası; kendi dillerini ikincilleştirmemeleri, ona hak ettiği değeri vermeleri, onu iyi koruyup kollamalarıdır. Şunu da eklemek isterim ki yazar yabancı dil eğitimine karşı değildir. Mesleki derecede bir değil birçok dil eğitimi alınmasını destekliyor. Lâkin buradaki hassas nokta, yabancı dilin resmiyet kazanıp Türkçe'nin önüne geçmemesidir. Zira dil kültürün taşıyıcısıdır. Ve yabancı dilin ana dilin önüne geçtiği ülkeler çoktan işgale uğramıştır. Yazarın deyimiyle bu işgal bir sıcak çatışmaya sebebiyet vermese de kültürel soykırımın ta kendisidir.
Bye Bye Türkçe
Bye Bye TürkçeOktay Sinanoğlu · Bilim & Gönül Yayınevi · 20194,899 okunma
·
730 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.