Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

244 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Yordun ama değdi Bernhard
Uzun zamandır okumak istediğim bir yazar olan Thomas Bernhard'ı sonunda okudum. Birçok kişinin, yazarın genellikle başka kitaplarını okuduğunu fark ettim. Yazarın bu kitabıyla da tamamen tesadüfen, kitapçıyı gezerken karşılaşmıştım. Kitabın içini karıştırırken tek bir paragraf başı bile yapılmağını görmek beni hem ürkütmüş hem de meraklandırmıştı. Saramago, James Joyce gibi yazarlardan "dur durak bilmeyen anlatılar"a, "yoğun bilinç akışlı cümleler"e aşinaydım. Ben de yazarın beni yormasına izin vererek kendisini okumaya bu kitabından başlamak istedim. Düzelti. İsmi bile ilginç aslında. Az buçuk Almancam ile kitabın orijinal ismine baktım, "Korrektur" olduğunu gördüm. Hemen hemen doğru çevrilmiş, çevirmenin herhangi bir dil oyunu söz konusu değil. Kitapta "olay" kavramı neredeyse hiç yok, 244 sayfanın tamamına yakınında bir bilinç akışı var. Bu akış biraz farklı aslında. Çerçeve anlatı kullanılmış, Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar kitabına benzer bir anlatı söz konusu. Esasında kitabın konusu da çok benzer: İntihar etmiş bir arkadaş, onun geride bıraktığı notlar ve bu notları okuyucuya aktaran başka bir kahraman. Tasarlanış bakımından gerçekten Tutunamayanlar ile bu denli örtüşmesi beni şaşırttı. Rotheimer adlı bir adam, Höller adlı bir arkadaşının çatı katında ömrünün son yıllarını geçiriyor. Hasta değil, intihar ediyor (spoiler değil, zaten ilk başta veriliyor). Höller ve Rotheimer ile çocukluğundan beri arkadaş olan ve romandaki ana anlatıcı konumundaki üçüncü kahraman da Höller'in çatı katına, Rotheimer'ın intiharından sonra geliyor ve o odada resmen onun ruhuyla birlikte (mecazen) yaşıyor. Rotheimer, baskıcı bir ailede büyümüş. Abileri ve babası tam bir ataerkil toplum örneğinde, annesiyse sanata karşı tavır almış, otoriter babaya boyun eğen, silik bir tip. Esasında ülkemizdeki aile tipine maalesef ki çok uyan bir konumdaymış kendisi. Bir de kız kardeşi var (ismi belirsiz). Rotheimer, kız kardeşini çok seviyor. Hayatta az ama öz sevdiği, kendisiyle özdeşim kurabildiği yegane insanlardan. Koni. Evet, Rotheimer bir mimar ve kız kardeşi hasta olduğunda, onu mutlu etmek adına bir koni inşa etmek istiyor. Ormanın ortasında, hiçliğin içinde. İnsanlıktan kaçış olarak gördüğü bu koniyi tamamen kız kardeşinin rahatlama alanı olarak görüyor. Biz de bu çatı katında (esasında bu çatı katını Rotheimer'ın zihni olarak görebiliriz) intiharın arka planında yatan düşünceleri okuyoruz. Bu kadarını anlatmayı yeterli buluyorum. Yazarın özellikle neden "koni" metaforunu seçtiğini düşündüm. Koni, ucu sivri bir yapı. Metnin içinde de bu koninin bütün kapılarının içe doğru açıldığı yazılmış. Bana kalırsa insanlığa tepki olarak düşünülebilir bu "sivri"lik. Kapının içe açımı da öznelliğin, içe kapanıklığın bir sembolü olabilir. Elbette bunlar benim düşüncem. Kitabın bir sayfası dışında hiçbir yerinde bölümleme, paragraf yapma, numaralandırma gibi bir kısmı yok. Dümdüz, aralıksız akan bir metin. O yüzden okurken kaldığınız yeri bulmak ve kendinizi akışına bırakmak oldukça zor. Buna rağmen ben çok ama çok beğendim. Yazarın topluma dair eleştirileri çok başarılı, bilinç akışı çok başarılı kullanılmış. Olay odaklı ve bu tür zor metinlerden uzak bir okursanız tavsiye etmem; ama bu tür zorlayıcı metinleri severseniz okumanızı öneririm. 1 puanı da bazı tekrara düşülen ve uzatılan kısımlardan ötürü kırdım, yoksa 10 puana doğru giderdi. Eskiden daha iyi inceleme yazardım, zihnen yorgun olduğum bir süreç. Kötü olduysa kusura bakmayın. Keyifli okumalar.
Düzelti
DüzeltiThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 2018128 okunma
·
395 görüntüleme
Günhal okurunun profil resmi
Bunu sevdiyseniz, BitikAdam’ı da beğenirsiniz. İntihar eden 3.arkadaşını anlatan biri çatısını birden fazla kullanmış demek ki.
Batu okurunun profil resmi
O da vardı listemde, Bernhard bu tür anlatıları seviyor demek. Teşekkür ediyorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.