Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

158 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
En çok okumak istediğim kitaplardan birisiydi. Adı biraz bana Uğur Mumcu’nun vefatını çağrıştırıyordu. Gerçi bu biraz sokak bağlantısıyla kurduğum ilişkiydi ki bambaşka bir cinayet ağının ortasında buldum kitapta kendimi. Dönem olarak 1970’lere indiğimizi belirtelim. Yani yine karanlığın hakim olduğu ve bir türlü aydınlatılamayan dönem. Ulaşılması güç her sırrın saklandığı Vatikan arşivleri gibi bizim de karanlık dönemlerimizin izlerini ve kanıtlarını taşıyan bu belgelerin gizlendiği, saklandığı bir yer olduğu teorisi kafamda sürekli dönüp duruyor. Ertuğrul Kürkçü röportajı ile başlıyoruz ki bu aslında başlı başına çok önemli ve değerli bir yazıdır. Kitapta anlatılan dönem ve o dönemin yapısında yaşanan sorunları anlatması bakımından çok değerlidir. Nasıl? 12 Mart 1971’de verilen bir muhtıra var ve burada Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan adında 3 kişinin idamı isteniyor. Bu insanların idamına karşı eylem hazırlığı yapanlar bir grup oluşturuyor. Ertuğrul Kürkçü başkanlığında diyebileceğimiz bu grubun içerisinde Maltepe Cezaevinden kaçan Mahir Çayan da bulunuyor. Biraz ilerlediğimizde bir çatışma yaşanıyor ve burada herkes ölüyor, Ertuğrul Kürkçü hariç. O yaşananların tek canlı tanığı olması da Ertuğrul Kürkçü için önemli bir konum. Böyle olunca da kitabın konusuna binaen evvela onun röportajı yapılıyor. Ayrıca görevinin başında, yaşadığı ülke ve o ülkenin halkına hizmet eden DOKTOR, ÖĞRETMEN, POLİS, ASKER her kim olursa olsun bunları öldüren de, bunları öldürmese de bu değerlerimize kurşun sıkan herkes koşulsuz şartsız TERÖRİSTTİR. Bu siyasi bir tanım değildir. Aradaki farkı görmeyen, görmezden gelen, romantizm yapmaya çalışanın kendi sorunudur. Terörü ve teröristi seven de destekleyen de teröristtir. Diğer yandan konuşmalar arasında Ecevit ve hükumetinin Rusya yanlısı oldukları konuşuluyor. Ülkemizin konumu gereği 3 devlet vardır büyük denilen. Nüfus olarak Çin daima doğuda, ekonomik olarak ABD daima batıda, büyüklük ve enerji bakımından Rusya ise yanımızda. Dünyada hiçbir devlet, hiçbir ülke bu 3 devletten biriyle yakınlaşmadan asla iş yapamaz. Bilmeyenler için Çekya’da Ukrayna için eylem yapanların bu sefer doğalgaza çok fazla zam gelince artan enerji fiyatları için Rusya ile yakınlaşılması yönünde protesto yapmaları gibi. Bazı devletler bir şekilde öne çıkarken diğerleri de çıkarlarına göre hareket ederler. Bu durum, bundan memnun olmasak dahi, böyledir. Ecevit üzerinden bir hakaret, bir karalama olmasını tasvip etmiyorum. Sevip sevmemek başka. Silahlı olan hiçbir eylem haklı değildir. Bakın, burası çok dikkat edilmesi gereken kısım. Silahlı Devrimci şeklinde cümleler kullanırlar, bu saçmalığa kanmayın. Silahlı olduktan sonra yanındaki isterse Dinci isterse devrimci isterse de sağcı solcu olsun fark etmez. Silah işin içine girdi mi o dava bitmiştir, düşünce sona ermiştir. Silahlı olan hiçbir dava haklı değildir, asla olamaz da. Birilerine saçma gelebilir, çünkü bu nedenlerle asla bir yakınlarını kaybetmedikleri için ellerinde silah dağa taşa sıktıkları hayal dünyalarında yaşarlar ve bazı şeyleri göremezler. Böylelerine de üzülüyoruz tabi. Şükürler olsun günümüzde ‘Holigan’ diyebileceğimiz grup hariç artık sağcı solcu düşmanlığı kalmadı. İnsanların geçmiş dönemde bu yüzden birbirinin canına dahi kıydığını da lütfen düşünelim. Şimdi önceliğimiz şükürler olsun insanlık oldu. Olması gerektiği gibi. Yakın tarih açısından değerli bir eser olduğunu düşünüyor, hepimize iyi okumalar diliyorum..
Çıkmaz Sokak
Çıkmaz SokakUğur Mumcu · Tekin Yayınevi · 1993201 okunma
·
246 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.