Yusuf İzzeddin, Osmanlı şehzadeleri içerisinde belki de inişli-çıkışlı ve bazı ilkler bakımından en dikkat çeken kişidir. Şehzadelerin çocuk sahibi olmasının yasak olduğu bir zamanda, amcası Sultan Abdülmecid'in saltanatında babası henüz şehzade iken dünyaya gelir. Ve varlığı tam 4 yıl kamuoyundan gizlenir. Taa ki babası tahtta çıkınca varlığını kamuoyuna duyurur. Henüz daha 4 yaşında iken askeri okula yazdırılır. Bir taraftan şatafatlı bir hayat yaşması sağlanırken bir taraftan da askeri rütbeleri çok hızlı bir şekilde arttırılarak daha henüz 15 yaşında iken Müşir yani günümüz tabiriyle Mareşal yapılır. Daha önce ve kendinden sonra da görülmeyecek şekilde kendine vapur tahsis edilir. Ve babası tarafından sürekli basının ve kamuoyunun önünde tutulur. Buradaki asıl amaç ise Sultan Abdülaziz'in oğlunu kendinden sonraki tahtta varis olarak bırakma isteğidir. Bu düşünce muhtemelen Sultan Abdülaziz tarfından ciddi ciddi düşünülmüş veraset sistemini babadan-oğula çevirmeye çalışmış olabilir. Fakat tahttan indirilmesi bu düşünceleri akamete uğratacaktır. Yusuf İzzeddin henüz daha 19 yaşında iken babası tahttan indirilir ve birkaç gün sonra şüpheli bir şekilde ölür. 3 ay gibi bir sürede başka bir taht değişikliği daha yaşanır ve kuzeni II.Abdülhamid tahtta geçer. Bundan sonraki 33 yıl boyunca gözetim altında yaşayan şehzade bu süre boyunca kendini geliştirmeye çalışır. Diğer bir kuzeni Mehmed Reşad'ın 1909 yılında tahtta geçmesi ile birlikte resmî olarak veliahd ilan edilir. Bu süre içerisinde kendini kamuoyunda göstermeye çalışan şehzade, bir yandan da vehmi yüzünden psikolojik olarak çöküntüye girer. İlk başta hasta, sonrasında kanser olduğunu düşünür. Bir süre sonra ise veliahdlıktan alınacağını ve yerine hiç sevmediği rakibi, kuzeni Vahideddin Efendi'nin geçirileceği tarzındaki düşünceleri psikolojik olarak daha çok çökmesine neden olur. Birçok kez kendine zarar vermeyi, trenden, pencereden atlamaya çalışarak intihar etmeye çalıştığı ve davranışsal olarak hareketlerindeki bozukluklar çevresindekiler tarafından farkedilir. Ve 1916 yılında nihai olarak sol dirsek damarlarını keserek intihar eder. Bir eseri Ali Akyıldız hoca yazmışsa o eserin kalitesi okunmaya başlamadan bellidir. Fakat cidden demeliyim ki bu yıl okuduğum en iyi kitaptı. Gerek bir şehzadenin hayat hikayesi, gerek Osmanlı'nın son dönemi ve gerekse saray içindeki iktidar mücadelesi çok güzel bir şekilde ele alınmış. Yusuf İzzeddin'in doğumundan ölümüne kadarki süreç belgeler eşliğinde en ince ayrıntısına kadar anlatılmış. Şehzadenin yükseliş ve alçalış şeklinde giden hayatı, yurt içi ve yurt dışı gezileri, ziyaret ettiği ülkeler/yöneticiler, ziyaretine gelen üst düzey devlet adamları, İttihatçılar ile şehzadenin ilişkileri, vehmi, hastalığı, hastalık sürecindeki davranışları, tedavi süreçleri, intiharı ve intiharındaki belgesiz iddiaların sürütülmesi, ailesi, gelirleri, mal varlığı vs.vs. hepsini ve daha fazlasını bu kitapta bulabilirsiniz.

Yusuf İzzeddinAli Akyıldız · Tarih Kitaplığı · 20225 okunma

·

113 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ömür Berat ÇALIK