Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

154 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İlksöz: Öfkelendim de durdum berjer koltukta. Her şey bir berjer koltukta başlar. Orada olmak istemeyen, ama nedense olmuş birinin sözleridir okuduklarımız. Öfkenin sesi. Uzun yıllar sonra bir arkadaşının, Joanna'nın (ki konuştukça eski sevgilisi olduğunu da öğreneceğiz) cenazesine katılmak için gelmiştir o kasabaya. Cenaze dönüşü, kasabanın sanatçıyı destekleyen burjuvasının fertleri ile karşılaşır ve onların akşam yemeği davetini kabul eder. İşte o berjer koltuk, o ailenin evindeki koltuktur. Gerçi aileye de yabancı değildir, yıllar önce genç bir sanatçıyken bu eve çok gelmiştir. Şimdi adına yemek düzenlenen Ibsen'in Yaban Ördeği'nin oyuncusu gibi, o da, bu evdeki sanat gecelerinin 'ilerde yıldız olacak genç sanatçı'sı rolünü oynamıştır yıllarca. Tiyatro oyuncusunun yemeğe gecikmesi, düşüncelerden düşüncelere taşır onu o berjer koltukta. Niye burada olduğundan başlar, burjuva aileyle, bu toplantıya katılanlarla, Joanna'yla.... kısacası herkesle devam eder. Öfkesi herkese yeter zaten. Bolca sanat camiasına, yıllardır içinde bulunduğu Viyana sanat çevrelerine, yemeğe katılınca oyuncuya, kendisine, sofradakilere tüm öfkesini kusar. Ama hep içinden, düşünerek. Bernhard ve öfkesini birbirinden ayrı düşünmek imkânsız. 'Bernhard Öfkesi'ni bir ben seviyor değilim zaten, bu öfkenin peşine takılanımız çok. Hepimiz bu öfkenin edebileşmiş hâline hayranız. Çünkü bu öfke Bernhard kaleminde o kadar iyi aktarılıyor ki, öfkeyi mi yoksa anlatıma mı hayran olacağım bilemiyorum. Daldan dala atlayan, bir konudan bahsederken bir anda başka konuya geçen, bazı durumları tekrar tekrar yinelemekren çekinmeyen, konular dağılmış gibi dursa da onu eşsiz bir şekilde birbiriyle ilişkilendiren bir anlatım. Açıkçası Bernhard okumak kolay değil, iyi bir odaklanma ve sürekli açık bir algı istiyor. Bu da okumayı yorucu bir okuma yapıyor. Ama açıkçası ben okurken yorulmaktan çok okumaktan keyif aldığımı hissediyorum. Belki de Bernhard bana da her an bulaşacak diye korkuyorum, bak o da olabilir. İşin şakası gerçekten seviyorum bu tarzını. Zaten öfkeli olunca aklımızdan geçirdiklerimiz de böyle değil midir? Bir şey düşünürüz, aklımıza başka şey gelir, bazı şeyleri tekrarlayıp dururuz, sinirimiz geçmez düşündüklerimize geri döner bu kez onları başka sözcüklerle ifade ederiz... Yani aslında Bernhard'ın mükemmel olarak yaptığı da bu. Bir de ortam tanıdık olunca çok keyifli bir okuma oldu (Az mı gezdik durduk Marcel'le Fransız Sosyetesi'nin gecelerinde). Bernhard da kitap da tavsiyemdir. Bu arada Sezer Duru'nun Bernhard çevirilerine bir ben mi hayranım? Kitapla. Sağlıcakla. Sonsöz: insanlar önce insan gibi gösterirler kendilerini ve sonuçta ve en sonunda ellerinden başka bir şey gelmediği için, zamanla, yiyip içtikten sonra, iğrenç bir tip olurlar.
Odun Kesmek
Odun KesmekThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 2018274 okunma
·
170 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.