Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

118 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Dünyanın sizi ciddiye almasını istemeyenlerden misiniz?
Oscar Wilde’ı apayrı bir yerde konumlandırıyorum zihimde. Sanırım bu yüzden kendisinin eserleri hakkında epey özenli konuşabilmeyi arzuluyorum ve yeni bir kitabını okumaya başlarken de, ne yalan söyleyeyim, farklı bir heyecan hissediyorum içimde. Türkçeye çevrilmemiş olanlar hariç çoğu eserini okuduğumdan olsa gerek, bazı cümleler bana “İşte konuşuyor Wilde, burada kendisi dilegelmiş” dedirtiyor. Aslında yarattığı her karaktere bir parçasını veriyor ama sanki içlerinden birini seçip onun aracılığıyla tamamen açığa vuruyor kendi görüşlerini. Kısa bir cümlesinden bile anlayabiliyorsunuz Wilde’ın favori karakterini. Kendinden emin, hazlarının peşinden giden, konuşmayı bilen, her cümlesi dikkat çekici, hayranlık uyandırıcı, genelde çevresindekilerden farklı düşünen, yaşamı onlardan daha farklı biçimde yorumlayan ve tabii biraz da narsist olanlar… İşte diyorum, İngiliz yüksek sosyetesi tarafından alkış yağmuruna tutulan; yaşamın tüm hazlarını, ama en çok sanatı seven Wilde geldi, hem de yüz küsür sene öncesinden geldi. Hatta bir anda büyük bir coşku ve arzu hissedip şöyle söylüyorum kendime: Keşke zaman yolculuğu mümkün olsaydı da 1880’lerin Londra’sına gidip Wilde ile çok şık bir akşam yemeği yeme fırsatım olsaydı… Yalnız 1891’den önce olsun mümkünse diyorum, çünkü o sene Alfred Douglas ile tanışıyor malum, ben kendisinden pek hoşlanmıyorum… Nerelere gitti zihnim böyle! İşte Wilde tam da bunu yapıyor bana. Kitaba dönersek, Wilde’ın yine müthiş sivri dili ile İngiliz yüksek sosyetesinin ahlak anlayışını sorguladığını ve eleştirdiğini görüyoruz oyun boyunca. Hani şu iyi-kötü ahlaklı-ahlaksız gibi siyah-beyaz ayrımlardan hiç hoşlanmıyor kendisi. Tüm bu sıkıcı tanımlamaları “ciddiyetsiz” biçimde eleştiriyor. Az evvel bahsettiğim gibi, bu oyununda da Wilde’ın bir karakteri var: Lord Darlington. Kısa bir diyalog iliştirmek istiyorum buraya: Lord Darlington: Eğer iyiymişsiniz gibi davranırsanız dünya sizi gayet ciddiye alır. Eğer kötüymüşsünüz gibi davranırsanız bunu yapmazlar. İyimserliğin hayret verici budalalığı böyledir işte. Lady Windermere: Öyleyse dünyanın sizi ciddiye almasını istemiyor musunuz Lord Darlington? Lord Darlington: Hayır dünyanın değil. Dünyanın ciddiye aldığı insanlar kimlerdir? Piskoposlardan can sıkıcı adamlara kadar, akla gelebilecek bütün budala insanlar. Sizin beni çok ciddiye almanız hoşuma giderdi, Lady Windermere. (ss. 13) Demem o ki büyük bir keyifle okudum ve çoğu cümlesini hiç unutmak istemiyorum
Lady Windermere'in Yelpazesi
Lady Windermere'in Yelpazesi
’nin. Ayrıca bugün
Oscar Wilde
Oscar Wilde
’ın ölüm yıldönümü olması sebebiyle benim için özel bir okuma oldu. Anısına derin hayranlıkla… Kendisini yine bu kitaptan şu alıntıyla, gülümseyerek anımsayacağım: Bir kalbim olmadığını sanıyordum. Anladım ki bir kalbim var; bu kalp ki bana hiç uymuyor. Ne de olsa modern kıyafetlere hiç gitmiyor, insanı yaşlı gösteriyor. (ss. 108)
Lady Windermere'in Yelpazesi
Lady Windermere'in YelpazesiOscar Wilde · İmge Kitabevi Yayınları · 2014330 okunma
·
174 görüntüleme
•İpek• okurunun profil resmi
İncelemeniz çok açıklayıcı ve kitap için dikkat çekici olmuş. Çok beğendim. Açıkçası incelemeye eklediğiniz alıntıları da okuyunca 'Hemen bu kitabı alıp okumam lazım!' dedim kendime, aşırı merak ettim. Emeğinize sağlık, çok sevgiler...
Sedef okurunun profil resmi
Bu yorumunuzla beni çok mutlu ettiniz, yazdıklarımın tümünü okuduğunuz için ben teşekkür ederim. Ve tabii Wilde’ı okuma isteği yaratmış olmak da çok iyi geldi bana. Sevgilerimle. 🍀
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.