Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

136 syf.
10/10 puan verdi
Instagram sayesinde öyle güzel dostlar ediniyoruz ki. Bazen çok yakınımızdaki insanlardan bile daha iyi tanıyıp daha iyi anlıyorlar bizi. Onlardan biri Gözde “Hocam öyle güzel bir öykü kitabı okudum ki tam senlik, mutlaka okumalısın.”demişti bana. Her ay birbirinden güzel kitaplar seçip, hadi beraber okuyalım diyen @herayokuyanlarkulübü de kasım ayı için aynı kitabı seçince tamam dedim bu bir işaret ve böylece Orhan Murat Bahtiyar’ın Etini Acıtmak kitabını okumaya karar verdim. iyi ki de okumuşum dediğim şahane bir ilk kitaptı. İlk kitabında çıtayı böyle yükselten yazarlara hayranım. Gerçi özgeçmişine bakınca oldukça başarılı bir eğitim hayatının yanında çok farklı alanlarda da pırıl pırıl parlayan bir adam çıktı karşıma. Bence merak edip önce yazarımızın imza attığı müthiş işlere bir bakın derim. Zaten onları görünce insan ilk kitapta böyle muazzam bir iş çıkarmasına şaşırmıyor. Dediğim gibi Etini Acıtmak bir öykü kitabı. İçinde birbirinden başarılı 11 öykü var. Öykü az sözle çok şey anlatma sanatıdır. Evet artık bu tespiti bilmeyenimiz yoktur. Bundan dolayı da zordur öykü yazmak. Bir yazar için de riskli bir seçimdir bana göre. Ama bazı kalemlere de öyle yakışıyor ki öykü, o yarım kalmışlık hissinin okurla yazar arasında kurduğu bağın lezzeti paha biçilmez. Çünkü yazar öyküyü yazıp bitirmiştir belki ama okur için o öykü bitmez. Bir süre daha tıpkı ağzımızda erittiğimiz çikolatanın damağımızda bıraktığı müthiş keyifli lezzet gibi bizimle olmaya devam eder. Orhan Murat Bahtiyar’ın öykülerindeki tat bende koca bir kavanoz kakolu fındık kremasını kaşık kaşık yemişim hissi yarattı. O kadar mı lezzetliydi yani demeyin evet tam olarak o kadar lezzetliydi. Dili, nasıl anlatsam; sanki senelerdir tanıdığınız bir dostunuzla sohbet ediyormuşçasına doğal, samimi. Ve öykülerinde, sanıyorum fotoğraf ve sinema ile de profesyonel olarak uğraştığı için adeta seyrediyorum sanki ben okuduklarımı dedirten bir çok boyutluluk vardı. Gerçekten okumuyor da izliyoruz bu öyküleri. Başarılı betimlemeler ile yaşamın tam da içinden mevzuların üstüne inşa edilmiş öyküleri, bitmesin lütfen diye okurken, bir yandan da her öykü sonunda ruhunuzda kopardığı fırtına sonrasının dinginliği ile bir süre sayfayı çeviremeden öyle kalıyorsunuz. Apartmanlarla ilgili yazılmış her şeye zaafım olduğundan belki, ben en çok Huzur Apartmanı No:6 öyküsünü sevdim.Sanırım; mış gibi yapmakta uzmanlaşan insanların bir arada olup en çok da aileymiş gibi yapışları ama hepsine sorsan çok farklı yerlerde olmak istemeleri fakat bunu kendilerine bile itiraf edemeden dört duvar içinde yitip giden hayatları olunca bu öykünün zemini, yakaladı beni yumuşak karnımdan. Dut ağacı kesilmiş midir acaba diye merak etmekle kalmayıp her bir öykü karakterinin öncesini sonrasını da yazdım durdum kafamda. Keşke mümkün olsa da size her bir öyküden bende kalanları anlatabilsem. Ama hem yerim dar bu platformda hem de isterim ki her biri ilk kez size, sizin elinizde açsın içini. Yani uzun lafın kısası okuyun bu kitabı. Etimi acıtır mı benim de diye korkmayın. Acısın birazcık ki insan olduğumuzu bu acı sayesinde hissedelim. Sağlıkla ve kitapla kalın
Etini Acıtmak
Etini AcıtmakOrhan Murat Bahtiyar · Doğan Kitap · 2022206 okunma
·
190 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.