İnsanların Ahlaki Basitliliği.
"Yaşlıların hepsi yaşama çocuklardan daha çok bağlıdırlar; gençlerden daha güç ölürler. Çünkü ömürleri boyunca bu dünya için çalışmışlar ve sonunda, boşuna emek verdiklerini görür olmuşlardır."
Jean-Jacques Rousseau, İsviçre asıllı Fransız düşünür, filozof. 
Mustafa Kemal Atatürk'ün fikir ve düşüncelerinden en çok etkilendiği filozof diye rivayet edilir. Babası Topkapı sarayında saatçilik yapmıştır. Annesi ise doğum sonrası enfeksiyon kaptığı için ölmüştür, hiç anne sevgisi görmemiş olması yapıtlarına da etki etmiştir.
Yalnız Gezenin Düşleri yazarın ölmeden önce tamamlamaya çalıştığı otobiyografik eseridir, ancak maalesef bu eserini tamamlayamadan hayatını kaybetmiştir.
Rousseau, kitabını çıkmış olduğu gezilerde kaleme aldığı için bölüm bölüm değil de, birinci gezi, ikinci gezi şeklinde yazmış, onuncu gezi son el yazmalarının olduğu gezi olmuştur.
Ancak kitap da değinmiş olduğu konuları üç bölüme ayırabiliriz. Birinci bölümde yazar artık ömrünün son aylarını yaşadığının bilinci ile hayat hakkında ki tecrübelerini yazmış, güvendiği insanların nasıl sırtından vurduğunu, bir insana güvenmek için iki defa düşünülmesi gerektiğini ve toplum içerisinde yaşamaktansa yalnız başına yaşamayı yeğlediğini anlatmış. Bu ilk bölümü özellikle genç okurların okumasını isterim, insanların iyi ya da kötü niyetli olduğunu anlamak konusunda güzel varsayımları vardı.
İkinci bölüm felsefeye merakı olmayanlar için oldukça sıkıcı gelecektir, burada yazar; Genel İrade nasıl olmalı, İnsanlığın Ahlaki Basitliliği, Çocuk Merkezli Eğitim, Sivil Din, Halk Egemenliği ve Pozitif Özgürlük gibi konulara değinmiş, ilgilisi için çok detaylı açıklamalarda da bulunmuş.
Kitabın son elli sayfası, yani bana göre üçüncü bölüm kitabın en akıcı bölümüydü. Yazar insanlardan kaçmak için Fransa'nın köylerine ve insanların ayak basmadığı dağlık alanlara, korulara geziler yaparak hem spor yapıyor, hem de insanların ve şehrin gürültüsünden ruhunu arındırıyor. Bu bölümde daha çok yalnızlığı övüyor, insanlardan inanılmaz nefret eder biçimde kaçıyor herkesten, doğanın kucağına bırakıyor kendisini ve kitap burada pat diye bitiyor. Gezisi sırasında kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmiş, ondan tamamlayamamış eserini, kalemi kağıdı bile üzerindeymiş bulunduğu yerde.
Émile gibi bir kitabın yazarı nasıl olur da çocuklarını kimsesizler yurduna bırakır, bu konu da çok fazla eleştiri aldığından kendince açıklamaya çalışmış sonlara doğru. (Bana geçmedi.)
Son olarak bence özellikle genç okurların okuması lazım bu eseri. Benim okuduğum yayınevinin çevirisi oldukça kötüydü, İthaki yayınlarının çevirisi nasıldır onu bilemem ancak bu yayınevinden almanızı önermiyorum kitabı.
··
951 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.