Hapsedilmiş Kadın- Gisèle Halimi
Kadın mücadelelerinin başında ismine değinmeden geçilmeyecek bir yazar, avukat, savaşçı, devrimci ....
Gerçek bir savaşın varoluş mücadelesi. Halimi, kendi yaşamından başlayarak Kadın olmanın tüm zorluklarına rağmen verdiği tüm çırpınışları ve bu çırpınışların içinde gücünü hissettiriyor bizlere. Bu güç bir Kadın olarak gurur verirken yaşadığı her anın dile kolay bir anlatımı var aslında. Ben olsam ne kadarını başarabilirdim o tarihlerde diye düşünmeden edemedim kitabı okurken. 1920 yasası ve ilgili dönemde yasak olan kürtaj mantığı. Bobigny davası ve Marie-Claire'nin yaşadıkları ile mahkeme salonlarında kazanılan zaferin seslenişi. Bu seslenişte bize anlatılmak istenen yaşam ise ders niteliginde .
Ekim 1990 baskısı benim okuduğum kitap. Bir iz bırakmış ve bırakılan iz o denli değerli ve mühim ki.
Su altında kalmış köklere kadar uzanan bu eseri okumayanlara tavsiye ederim.
Alıntılardan paylaşıyorum biraz da
Yapılacak tek şey başarısızlığı ortadan kaldırmak, unutkanlığı gidermek, yanlışları engellemektir. Bilim, ilerleme ve hümanizm bu değil midir? Syf 112
Bobigny davası çocuk aldırmanın ilk ve tek "politik " davasıdır. Syf 74
Kendi hakkımda karar verme hakkım vardır. Syf 70
Bilgi, öngörme ve sakınma olanağını verir. Syf 67
Baskılar bir araya gelince insan onları birbirinden ayıramıyor. Ne verilen savaşları, ne de biriken haksızlıkların ezici anılarını "kesip" ayrı ayrı düşünebiliyor. Syf 64
Sözcükler hiç bir zaman masum değildirler. Bir ideolojiyi, zihniyeti dile getirirler. Syf 56
Bilinç doğduğu zaman zayıflık güce dönüşür ve bu bilinçli güçten erişkin kadın doğmalıdır. Syf 13
Ve Simone de Beauvoir'in bomba etkisi sözü ile kapatalım derim.
" Bir insan, kadın doğmaz; kadın olur...." ️️️
Sayfa sayısı 206
Kitabı daha önce okuyanlar varsa yorumlarınızı beklerim