Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Fakir Baykurt ve Mahmut Makal'ın her alanda yazdıkları eserleri okumaya özen gösteriyorum. Köy Enstitülerinin geride kalan 100 yıllık Cumhuriyet tarihinde hatta daha da ileriye gidecek olursam Osmanlı'dan beri bu coğrafyada yaşayan insanların kaderini değiştirmeye yönelik yapılan en radikal hareket olduğuna inanıyorum. 1400'lü yılların başında Şeyh Bedreddin'in Osmanlı içinde yapmaya çalıştığını 500 yıl sonra İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Ali Yücel yapmaya çalıştı. İkisi de sonunda maalesef hüsrana uğradı. Bedreddin canından oldu, Yücel ve Tonguç ise o çok sevdikleri ülkülerinden ve hayallerinden uzakta kaldılar. Köy Enstitüleri üzerine okuduğum en güzel kitaplardan biriydi. Fakir Baykurt da köy enstitülerini anlatan "Unutulmaz Köy Enstitüleri" adında bir kitap yazmıştı. Mahmut Makal kitap içinde sayısal verilerden de bahsediyor. Köy Enstitüleri toplamda 17.321 tane öğretmen ve 1774 sağlık memurunu köylere yolladı. Tüm dünyanın gıpta ederek baktığı bir uygulamaydı. 1935 yılında Türkiye nüfusunun %80'i köylüydü ve 40.000 köyün 35.067 tanesinde okul yoktu. Düşünün sadece on yıl hayatta kalabilmiş bir uygulamanın etkisi bu ülkede yıllarca hissedildi. Köy enstitüleri maliyetli bir uygulama değildi. Öğrenciler kendi okullarını, kendi yatacağı yatakhaneleri yapıyordu. Kendi başını sokacakları yerleri en iyi şekilde yapıp malzemeden çalmıyorlardı. Ziraat ve zanaat eğitimi alıyorlardı. Ürettikleri ürünleri satarak gelir elde ediyorlardı. Kendi yetiştikleri okullardan, doğup büyüdükleri köye isteyerek ve bilerek geri dönüyorlardı. O koşullara ayak uydurmaları ve o yörenin insanıyla anlaşmaları daha kolay oluyordu. Maalesef ilk açıldığı günden beri ipe sapa gelmez iftiralara maruz kaldılar. Bu eleştirileri yapanlar arasında kendisine solcu, devrimci diyenler de vardı. Köyden devrimci mi çıkarmış? Halbuki diğer yandan ülkenin sağcı bağnazları da bu okullarda yetişenleri komünist ve ateist olarak yaftalıyordu. Neymiş efendim köylü kısmı Dostoyevski okuyarak, Shakespeare oyunlarını sahneleyerek nereye varacakmış. Çıktığı kabuğu beğenmeyip köyünü terk edecekmiş. Köylünün bilinçlenmesinden korktular. Halbuki bugün baktığımızda köylü yine köyünü terk etmek zorunda kaldı. Çıktığı kabuğu beğenmediğinden mi? Yaşama alanı kalmadığı için, üretemediği için... Ve köydeki insanları eğitemediğimiz için cahil insanlar şehirlere aktı. Köy ile şehir arasında uçurum azalmak yerine her geçen gün daha da artmaya devam etti. Bunun müsebbipleri Adnan Menderes hükümetinin köylüyü dinen sömürmesi ve köyden kente olan göçü durdurmak yerine hızlanmasına sebep olacak politikalar gütmesidir. Sonrasında zaten hangi hükümet gelirse gelsin bu süreci bırakın geriye döndürmeyi, durdurabilecek iradeyi bile gösteremediler.
Köy Enstitüleri ve Ötesi
Köy Enstitüleri ve ÖtesiMahmut Makal · Literatür Yayıncılık · 2009105 okunma
·
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.