Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

166 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Gerçeklerle karşılaşmak istemeyen okumasın!!!!!!!
Her kitabını okudukça daha da hayranlığım artıyor Ali Ural'a. Bu kitaptan önce "Yangın Merdiveni" kitabını okuyup Halil Cibran'ın kitaplarını okuyunca düştüğüm duruma düştüm... Kitabı kapatıp öylece kaldım... Sonra dedim ki, bakalım benim "Resimde Göremediğim" neymiş. Doğrusu bunu beklemiyordum. Hani acı gerçekler diyorlar ya, Ali Ural o "acı gerçekler"i önce tatlı tatlı sunuyor, sonra bir "resim" sunuyor ve diyor ki, anlattıklarımdan sonra görme bakalım nasıl göremiyorsan... Karışık cümle oldu galiba... O karışık cümle gibi aklıma kazınanları karışık karışık anlatacağım: Bir zamanlar mektuplar vardı değil mi? İnsanların kelimelerini dinlendire dinlendire dizdiği, cümleleri 40 defa düşünüp sonra yazdığı mektuplar... İşte ben malesef o zamanları göremedim... Ama ben uzun uzun notlar yazardım bazen arkadaşlarıma. Şimdi düşünüyorum da telefondan vakit kalıyor mu ki düşünceleri nota dökmeye... Telefon, bilgisayar insanı kendinden bu kadar mı asılı bırakır... ... "Oğlum, sen öğretmiştin babalığın işten önemli olduğunu." Sadece babalığın mı? Ne çok şey var işten önemli olan farkında mıyız? ... Yıldızlara bakıp yolunu belirleyenler hiç hayallerinize bakıp bir harita çizmeye çalıştınız mı? ... Birinci görevimiz ebedi bir hayatın kahramanı olmakken ne çok hikayenin kahramanı olmak istedik? ... Kendimize giden yolların sırrını çözmeyi de mi bilimden bekleyeceğiz? ... Zaman kanatlanıp uçarken biz daha neyi bekliyoruz? Bir adım atmanın zamanı gelmedi mi? Bence geldi geçti de ardından bakadurduk... ... Ne zamana kadar ışığa gözlerimizi kapatıp kendimize gündüzü gece yapacağız? ... Biraz da Ali Ural'dan dinleyelim soruları: "Çünkü heyecanını kaybetti diriler. Hangi müezzin heyecanla ezan okuyor minarede? Sabah namazına heyecanla uyanan kimler? Hangi avukat heyecanla giriyor duruşmaya? Hangi doktorun kalbi ameliyatta titriyor? Hangi öğretmen heyecanla yazıyor kara tahtaya? Hangi baba çarpan bir kalple evine dönüyor? Ne zaman çaldı heyecanı suçlular bizden? En kıymetli şeyimizdi. Buz dağları gibi dua ediyoruz, onlar heyecanla suç işlerken." ... Bir hikayemiz olacaksa eğer ders çıkarmalı bizden sonra gelenler... Herkesin hikayesi dinlenmeye değer... Ama dinledikten sonra bizde kalanlar? Öylesine dinleyeceksek ne bırakır bizde o hikayeler? ... Kusuruma bakmayın. Galiba kelimelerime biraz Ali Ural kaçtı... Bakalım bu kitabın bende uyandırdığı fikirler ne zaman sönecek... Yoksa kattım mı kendime bir şeyler daha? Kitapta aklımı fırtınalarda bırakan bir soru rüzgarı daha var. Olduğu gibi ekleyip bitireceğim yazıyı. Hakkınızı helal edin. ... "Bir eşya hariç evindeki bütün eşyaları boşaltman istenseydi, o tek eşya ne olurdu? Hiçbir şey hatırlamayacaksın tek bir şey dışında, deseler neyi hatırlamak isterdin? Ya bütün kelimelerini kaybettiğin bir günde yazacağın o tek kelime... Yağmurun yumuşak bir silgi gibi her şeyi sildiği bir sahilde eline tutuşturulan kâğıda hangi resmi çizerdin? Bir ağaç mı? Bir koltuk mu? Bir deste para mı? Bir cami mi? Bir araba mı? Bir demet papatya mı? Yoksa bir piyano mu? Bir gün bulutlar gökyüzünde bir parça mavi bile bırakmayacaksa, bir gün ne kadar zorlasan da hafıza kapıların açılmayacaksa, her şeyi unutacaksan bir gün; saatlerce sahilde dolaşacak yağmur altında ve sadece bir resimle anlatacaksan her şeyi. O resim ne olurdu?" ...Huzur Dolu Okumalar...
Resimde Görünmeyen
Resimde GörünmeyenA. Ali Ural · Şule Yayınları · 2018915 okunma
·
103 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.