Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Fotofon, Fiber Optik ve Telsiz Telefonlar
Bell 1880 yılında “Şimdiye kadar yaptığım en büyük icat; telefondan da büyük,” dediği icadı yaptı. Bell’in görüşleri o zamanlar yaygın olarak kabul görmese de, şimdi birçok insan fotofonu, telefon sinyallerinin fiber optikle iletilmesinin ve günümüz telsiz telefonlarının öncüsü olarak değerlendirmektedir. Bell balayı seyahatinde İngiltere'deyken, birçok bilim adamının, selenyum elementinin yenilerde keşfedilmiş bir özelliğinden ötürü coşkuya kapılmış olduğunu gördü. Elementin elektriksel direnci, yani elektrik akımına gösterdiği direnç, üzerine odaklanan ışığın yoğunluğuna bağlı olarak değişiyordu. 1878'in Mayıs ayında, Bell "faydalı bilgilerin geniş kitlelere ulaştırılması amacıyla" 1799 yılında kurulmuş bilimsel bir kurum olan Kraliyet Enstitüsü'nde yaptığı bir konuşmada, "Telefon bataryasına selenyum yerleştirip üzerine ışık tutarsanız, bu elementin direncini ve telefona gönderdiğiniz akımın gücünü değiştirebilirsiniz: böylece bir gölgenin bile sesini duyabilirsiniz." dedi. Bell Amerika Birleşik Devletleri'ne döndüğünde, telefonla ilgili ilk dava açıldı. Hukuki konular zamanının çoğunu almasına rağmen, yeni fikrini uygulamaya koymasına yardımcı olması için birini tuttu: bu kişi Charles Sumner Tainter idi. Tainter, konu üzerinde Bell'le birlikte çalışabilmek için Boston'dan Washington D.C.'ye taşındı. İkisi birlikte, Bell'in Yunancada "ışık" ve "ses" anlamına gelen kelimelerden türeterek fotofon adını verdiği aygıtı yapmayı başardılar. Bir telefon devresine hassas bir selenyum kristali yerleştirdiler. Bunun yakınına, sese tepki olarak titresen ince bir ayna koydular. Bir ışık demeti aynanın ön yüzeyine odaklandırılmıştı. Aynanın arkasına doğru konuşulunca ışık demeti titreşiyordu. Bell ve Tainter, ışık demetini aynadan selenyum kristalinin üzerine yönlendirmek için mercekler kullandilar. Işıktaki değişimler selenyumun direncini değiştirerek, Bell'in geliştirdiği telefonda da gerekli olan, sesin biçimini alan elektrik akımını oluşturuyordu. 1 Nisan 1880 tarihinde Tainter, bir okulun çatısından Bell'in Washington'daki laboratuvarının bir penceresine 213 metre uzaktan fotofonla bir mesaj gönderdi. Tainter, "Sayın Bell, ne dediğimi duyuyorsanız pencereye gelin ve şapkanızı sallayın." şeklindeki mesajına cevaben Bell'in söylenenleri aynen yaptığını gördü. Fotofon pek kullanışlı değildi. Ama yaklaşık bir yüzyıl sonra bilim adamları ve mühendisler, telefon mesajlarını bir ışık demeti üzerinden göndermenin yolunu buldular. 1950'lerin sonlarında lazer ışınının geliştirilmesinden sonra Bell Sistemi, telefon konuşmalarını, bilgisayar verilerini ve video sinyallerini iletmek için lazer ışınının kendine has özelliklerini kullanmanın yolları üzerinde çalışmaya başladı. Fiber optik teknolojisinin geliştirilmesi, 1970'lerin sonuna doğru, mesajların optik lif adı verilen ince cam lifler arasından lazer ışını geçirerek iletilmesine olanak sağladı. Saç telinden daha ince olan bu lifler, giderek daha çok kullanılmakta ve bakır telefon tellerinin yerini almaktadır. Optik lifler, eski elektrik şebekelerinden birçok bakımdan üstündür: Sokakların altında çok daha az yer kaplar: mesajlar, bakır telden geçen elektrik sinyallerinin değiştirilmesiyle değil de, kısa aralıklı ışık vuruşlarıyla lifler üzerinden taşındığı için, bir lif bir bakır telden çok daha fazla mesaj taşıyabilir; statiğin, bakır telden geçen mesajları bozma olasılığına karşın, liflerin arasından geçen lazer ışınlarına etkisi yoktur; ayrıca, optik liflerden geçen sinyallerin, bakır telden geçen sinyaller kadar sıklıkla güçlendirilmesine gerek yoktur. 1916 yılında Bell, kendisinden en çok önem verdiği buluşu hakkında bir şey söylemesini rica eden Boston Universitesi öğretim üyeleri ve mütevelli heyeti mensuplarından oluşan bir gruba, fotofonun "tel yerine ışık demeti prensibinin uygulanması" olduğunu söyledi. Bell'in buluşu fazla etki yaratmamış olsa da, fiber optik teknolojisi, fotofonun altında yatan prensibi günümüzdeki telefon hizmetlerinin önemli bir parçası haline getirmiştir. Bell, anılan gruba yaptığı konuşmayı tamamlarken "Fotofon, telsiz telefon iletişiminden başka bir şey değildir." demişti. Günümüzde kullanılan telsiz telefonlarda, Bell fotofonu bulduğunda henüz bilinmeyen, radyo, telefon ve bilgisayar teknolojilerinden yararlanılmaktadır. Telefon teknolojisinde daha kendisi hayattayken kaydedilen gelişmeler Bell'i şaşırtıyordu. Telefon görüşmesi yaparken, zaman zaman telefona ilişkin ilk planları üzerinde çalışmaya başladığından bu yana aygıtın ne kadar geliştiği konusunda düşünceye daliyordu. Günümüzün optik liflere dayalı telefon iletişimi ve telsiz telefonlar, aygıtın, Bell'in telefonu icat etmesinden bu yana sürekli olarak geliştirilen bir buluş olduğunu açıkça göstermektedir.
Tübitak Yayınları - V. Bölüm - “Bilim En Yüce Şeydir”
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.