Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Havacılık konusundaki ilk deneyler düşünüldüğü zaman, en başta akla gelen isimler Orville ve Wilbur Wright'tır. Dayton, Ohio'lu bu kardeşler, 17 Aralık 1903 tarihinde Kuzey Carolina eyaletinin Kitty Hawk kentinde, kendilerinin icat ettiği ve tasarladığı havadan ağır bir makineyle dünyanın ilk uçuşunu gerçekleştirdiler. Alexander Graham Bell'in de havacılık alanında bir öncü olduğunu pek az kişi bilir. Kuzey kutbunu keşfeden Robert E. Peary, 1918 yılında, "Adı daha çok, insanlığa verdiği diğer büyük armağanlarla anılan" Bell'in "dikkatleri üzerine çekmeden, insanın havada hâkimiyet kurma çabasında çok önemli bir yeri" olduğunu yazmıştı. Bell'in "havalanmaya" duyduğu ilginin kökleri, İskoçya'da geçirdiği çocukluğuna kadar uzanmaktadır. Wright kardeşlerin tarihi uçuşundan yaklaşık üç yıl sonra, Washington Bilimler Akademisi'nde yaptığı konuşmada Bell, "Havada uçma konusu yıllar boyunca -aslında çocukluğumdan beri- beni büyülemiştir" demişti. Tom Watson da özyaşamöyküsünde, gece gündüz harmonik telgraf ve onun meyvesi telefon üzerinde çalışırlarken bile Bell'in aklının, içinde insan bulunan bir aracın uçması fikriyle nasıl meşgul olduğunu şöyle anımsıyordu: "Tanıştığımız ilk günlerden beri Bell benimle, bir kuş gibi uçacak bir makine yapma olasılığını tartışıyordu. Ölü ya da canlı kuşları incelemek için karşısına çıkan her fırsatı değerlendirirdi. (.....) Bir pazar günü sahilde ölü bir martı bulduk. Bell hayvanı kuma yaydı, kanatlarını ölçtü, ağırlığını tahmin etti, hatlarını ve kas mekanizmasını hayranlıkla seyretti; her zamanki titizliğiyle incelemesine o kadar kendini kaptırmıştı ki, martının uzun bir süre önce ölmüş olduğunu fark etmemiş görünüyordu. Konu beni o kadar heyecanlandırmadığı için, inceleme sırasında epey uzakta durmak zorunda kaldım." Watson ayrıca, eğer Bell'in parası olsaydı Telgrafla ilgili deneylerini bir yana bırakıp, o tarihte uçan makinelerle uğraşmaya başlardı." diyordu. "Bell, uçuşun uygulamada gerçekleştirilebileceğinden o kadar emindi ki" İngiltere'ye balayı seyahatine gitmeden önce, Watson'ı, telefon şirketi kendi ayakları üzerinde durmaya başladıktan sonra, kendisiyle birlikte uçan makine işine girmeye razı etti. Bununla birlikte, Bell Ingiltere'den dön dükten sonra deneyimsiz Bell Telefon Şirketi'nin karşı karşıya kaldığı davalar yüzünden, iki adam hiçbir zaman birlikte havacılıkla ilgili deneyler yapamadı. Bell balayında bile uçan makineler üzerinde düşünmeye vakit ayırıyordu. Mabel, 27 Eylül 1877 tarihinde annesine şunları yazdı: "Kocam ne şaşırtıcı bir insan! Kafasını dolduran fikirlerin çokluğuna ve boyutlarına inanamıyorum. Martıların incelenmesinden hareketle, telefon ve torpil takılabilecek uçan makineler şu anda ilk sırayı alıyor; bir de tel çitlere telefon takılabileceği düşüncesi. Aklı bu iki şeyle meşgul. Bazen, on beş dakika içinde biçimi oldukça değişmiş başka bir uçan makine fikriyle geliyor." Bell, uçan makinelerle ilgili fikirlerini 1891 yılında deneylere aktarmaya başladı. O tarihte artık telefonla ilgili tanıklığı bitmiş sayılırdı. Daha da önemlisi, aynı yıl Bell, Samuel Langley'in Ulusal Bilimler Akademisi'nde yaptığı havacılık konusundaki konuşmayı dinlemişti.1888 yılından beri Smithsonian Enstitüsü'nün Genel Sekreteri olan gökbilimci ve fizikçi Langley Bell'i çok etkiledi ve yakın arkadaş oldular. Bell Langley'e, havadan ağır makinelerle ilgili deneylerini sürdürmesi için gereksinim duyduğu mali ve kişisel desteği verdi. 15 Haziran 1891 tarihinde Mabel'a yazdığı bir mektupta, Langley'in kendisi için bir gösteriden sonra duyduğu coşkuyu şöyle anlatıyordu: "Langley'in uçan makineleri (.....) bugün benim için uçtu. Cape Breton'da kendi başıma deneyler yapmam gerekecek. Bunun dışında kalamam. Günün birinde YÜKSELECEĞİZ!" Mabel havacılık konusunda en az eşi kadar heyecanlı ve hevesliydi. 1893 Haziran'ında Bell'e şu dokunaklı satırları yazdı: "Uçan makinelerine büyük ilgi duyuyorum. Sonunda benim de anlayabileceğim bir fikir ortaya koydun." Mabel bu dönemde eşinin yaptığı çalışmalardan o kadar mutluydu ki, Bell bir deneysel pervanede kullanmak üzere Mabel'ın Halifax'tan özel siparişle getirttiği bir çift yeni jaluzinin birkaç dilimini çıkardığı zaman bunu mesele yapmadı.
Tübitak Yayınları - VII. Bölüm - "Uçan Makine Devri Yakındı"
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.