Nerden başlamam gerektiğini bilmiyorum... Gerçek bir hayat öyküsü olduğunu söylemekle başlayayım. Kitap, lösemi hastalığına yakalanan Burçak'ın küçüklüğünden beri yazdığı güncesinin toparlanmasıyla oluşuyor. Kitabın sonunu bildiğim halde, hastalığın ilk başladığı evreleri, ilerleyiş şeklini, tedavi yöntemlerini, hayat mücadelesini, psikolojisini kendisi anlattığı için ayrı bir heyecan yarattı. Hayatının bir çok önemli anını anlatması sanki bir kitap okuyormuş gibi değilde sanki o hayatın içinden Burçak'ın bir arkadaşıymış gibi hissettim. Özellikle hayata bu kadar pozitif bakması, devamlı hayallerinin peşinde olması beni hayran bıraktı. Bunlar, bir insanın kendisine yapabileceği en büyük iyiliklerden biri olduğunu düşünüyorum. Sadece kendisinin değil tüm herkesin özellikle ailesinin de mücadelesini okudum. Bazı yerlerde annesiyle babasının da notları ve mektupları yer almış ve bunları okurken boğazımın düğümlendiğini hissettim. Kitapta Burçak'ın resimlerinin olması ayrı bir duygu katmış ve çok güzel olmuş. İnternette araştırabilirsiniz kitapta olan fotoğraflarının videoları, röportajları da var. İzlerken ayrı bir duygu yaşadım. Filme çevireceğini duymuştum fakat yapım aşamasındayken askıda kalmış. Umarım bir gün izleyebiliriz. Birçok hastaya umut olabilecek bir tarzı var. Sağlığın ne kadar önemli olduğunu, istersen sayılamayacak kadar paran olsun ama sağlık olmadıktan sonra başka hiçbir şeyin önemi olmadığını bir kez daha görüyoruz. Hassas kalplilerin okumazdan önce bir kez daha düşünmeleri gerek yüreğim dayanabilir mi diye. Babasının yazdığı şu dizeyle her şeyi özetleyebilirim; "Hasta uyanmanı istiyorum Hastaysan eğer Yaşıyorsun demektir."

Mavi Saçlı KızBurçak Çerezcioğlu · Yapı Kredi Yayınları · 201611,8bin okunma

·

1.070 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.