Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

143 syf.
1/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
Terry Eagleton'a Aparkat
Kitap, kötülüğün kaynağına dair; roman, mitoloji ve kimi yazarların düşünceleri üzerinden açıklama yapmaya çalışmaktadır. Terry Eagleton, kötülük üzerine oluşturmaya çalıştığı fikriyatını pekiştirmek için öncelikle determinizm ile hesaplaşmasını yapıyor. Determinizm ve onun çevresinde oluşan belirlenmecilik ilkesinin makus tarihini kendi düşüncelerine payanda yapmaktadır. Eagleton, kötülük olgusunu bireyin kendi öz benliğinde yattığını iddia etmektedir. Bu noktada da determinist akımların kötülük ve onun kaynağının çevresel faktörler olduğu düşüncesini eleştiriyor. Fakat eleştirisinin altını doldurmaktan imtina etmektedir. Buna karşın vermiş olduğu cevap romanlar... Bir kurgu üzerinden oluşturulmuş roman ve karakterler üzerinden kötülük gibi eylemi açıklamaya girmek kitabın en zayıf noktasını oluşturuyor. Kitap kimi kısımlarda post - modern ideolojiye karşıt gibi görünse de aslında beslendiği ideolojik taban post - modernizm... Bireyin hür iradesi kötülüğü her koşulda üretebileceği savunuluyor. Romanlar, hatta kimi tarihsel katliamlar bu çerçevede değerlendiriliyor. Yazara göre Hitler ve Naziler kötülüğü benimsediği ve kendi benliklerinde mevcut olduğundan dolayı katliam ve yıkıma yol açmıştır. Burada öncelikle bir çizgiyi ve ideolojiyi kişileştirme sorunu yatmaktadır. Oysa Nazilerin ve Hitler'in tarih sahnesine çıkışı, dönemin toplumsal şartlarıdır. Kapitalizmin sermaye birikimi ile beraber iç pazar kâr marjların azaldığı ve bunun sonucu olarak yayılmacılık evresine girerek emperyalizm aşamasına gelmesi, bunun sonucu olarak da faşizmi tarih sahnesine çıkarması Eagleton için bilinmez değildir. Fakat bireyin etki gücünü ortaya koymak için kitap da bunlara yer veremiyor. Kitabın ana düşüncesine göre birey hangi toplumsal şartlarda yetişirse yetişsin kötücü davranışlar sergileyecektir. Kişi kendinden bilir işi mottosundan böyle bir perspektif ortaya çıkması gayet normal. Kötülüğü toplumsal koşullar ile aynılaştırmak elbette olanaksız. Eagleton' un eleştirdiği Marksizm' de zaten böyle söylememektedir. Yazarın anlamadığı veya anlayamadığı şey, "mevcut olan kötü düşünce ve eylemlerin" kaynağının toplumsal formasyonlar olduğudur. Marksizm hiçbir zaman kötü kavramını soyutsal düzeyde tartışıp yok olacağını savunmamıştır. Marksizm, günümüzdeki bireyin toplumsal bir varlık olduğunu ve toplumsal kötülüklerin herhangi bir biçimini içinde bulunduğu çelişkilerden dolayı bireyin kendisine mal ettiğini savunur. Ve bunun ortadan kalkışının toplumsal devrimle olacağını dile getirir. Kelimenin katıksız anlamında kötülük ise başka boyutlarda toplumun önüne farklı formlarda ortaya çıkması olasıdır. Lakin bu çıkış, toplumun o an ki içinde bulunduğu somut koşulların içinde cereyan edeceğinden dolayı şuan bilinemezdir. Özetle, kitap kötü olmakla birlikte, kötülüğün hakkını bile vermemektedir. Amatör bir yazarın kendi deneyimlerinden esinlenerek benzer bir içerik yazması bile daha tutarlı olacağı kanaatindeyim.
Kötülük Üzerine Bir Deneme
Kötülük Üzerine Bir DenemeTerry Eagleton · İletişim Yayınevi · 2020284 okunma
··
2.481 görüntüleme
Şevvalnur Bozkurt okurunun profil resmi
Eline sağlık, hiç de acımamışsın bu arada 😅👏
Trem okurunun profil resmi
Yazarı eskiden tanırım, kendisi her dönemin adamı olacak bir yazardır. En azından benim düşüncem böyle, ciddi bir konu hakkında böyle yüzeysel bir kitap yazılmaması lazım.
3 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Tamara okurunun profil resmi
Her çağ kendi gereksinimleriyle varolur. Kötülük ve iyiliğe gelirsek mutlakçılık kavramından öteye gitmez.. antik Yunan felsefesinden bugüne kadar hep tartışılan bir konu olmuştur, “kötülük ve iyilik” günümüz dünyasında da tartışılıyor, son noktayı kimin koyacağı bilinmez.:) bildiğim bir şey varsa insanlar dünyaya ait değil nerede geldilerse bir gün oraya gidecekler:))… çok iyi bir inceleme olmuş :) iyilik seninle olsun🌺
Trem okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 🙂
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.