Her kitabın doğru bir zamanı olduğunun kanıtıdır benim için Güllerin Fısıltısı. Yıllar önce, abartmıyorum gerçekten yıllar önce başlamıştım. Yarısına kadar hoşuma gidip her yerine post-it yapıştırsam da olmadı, bir türlü isteyerek devam edemedim ve sonu gelmedi. Ta ki bu geceye kadar...
Sadece bu akşamlık, öylesine bir şeyler bakıyordum kitaplığımdan. Güllerin Fısıltısı sürekli aklımın bir köşesinde, aslında devam edemediğim için de biraz vicdan azabı çekiyorum ama "Hadi Buse," dedim. "Devam et bakalım okumaya, zaten ne kaybedebilirsin, en kötü tekrar yarım kalır birkaç sene daha."
Elime aldığımda yarısı okunmuştu ve son aylardaki, hatta 2022'deki okuma performansıma dayanarak rahatlıkla söyleyebilirim ki bu kitabı bir gecede bitirmem mümkün değildi. Ama bitti. Vallahi, hiç öyle bir amacım da yoktu ama bir baktım bitmiş, keşke bitmeseydi ben daha okurdum Sabrina ve Morgan'ı.
Kitabı gerçekten sevdim. Sadece ana karakterleri değil yan karakterleri de, anlatılan ortamı, oluşan diyalogları; hepsi güzeldi benim için. Her şey yerindeydi, abartı bulduğum, göz devirdiğim bir şey olmadı. Çoğu yerinde sesli güldüm, içimin eridiği, dudak büktüğüm kısımlar da oldu. Özellikle Morgan, benim favori karakterlerim arasında yerini aldı bile.
Bu arada romantik türünde kitapları seviyor ve yıllardır okuyor olmama rağmen historical türünde hiçbir kitaba ısınamadım, bilmiyorum sebebini ama çekmedi beni bir türlü. Daha doğrusu o tarafa yönelik bir alışverişim veya isteğim olmadı. Tavsiye üzerine aldığım birkaç historical hariç tabii ki... Hatta Güllerin Fısıltısı da yazarın farklı 2 kitabı ile birlikte öyle eklenmişti kütüphaneme.
Şimdi eğer diğer historical türündeki kitaplar da böyleyse onları da okumak için çok heyecanlıyım. O yüzden bu türdeki farklı kitap önerileriniz varsa yorum bırakabilirsiniz.
Güllerin Fısıltısı da tahmin edeceğiniz gibi, henüz okumadıysanız tavsiyemdir.
