Gönderi

324 syf.
9/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Kaplanın sırtında çok merak ettiğim bir kitaptı. Çünkü II.Abdulhamitin bazı kesimlerce çok fazla ön plana çıkarılıyor olmasını garip karşılıyordum. Hakkında bildiklerim kanuni esasiyi kaldırıp meclisi dağıtmış olmasıydı. Kitabı okuduktan sonraki düşüncem ise onu ön plana çıkaran kesimin de onun hakkında pek bilgi sahibi olmadığı yönünde. 》Öncelikle sultanın vehmi humayunundan bahsetmek istiyorum. İstibdat döneminde kardeşlerini anımsatan devrimi çağrıştıran birçok kelime sansürlenmistir. Murad, Reşat isimleri; dinamit, isyan, yıldız, sosyalizm kelimeleri yasaklanmış. Hatta ingilizce hall kelimesi bile padişahı hal etmek gibi bir anlamı akıllara getirir diye yasaklanmış. Bir düşününce yakın süreçte amcası katledilmiş, kardeşi akıl sağlığını kaybetmiş bir kişinin sürekli ölüm kaygısı içinde yaşaması çok normal geliyor. 》 II.Abdulhamit amcası Abdulaziz ile birlikte yaptıkları Avrupa seyahatinden oldukça etkilenmiş. Üretimde kadının da payının olmasını kendi devletinde de istemiştir. Kız çocukları için okullar açmış, louis pasteurun çalışmalarına destek olmuş, rakı fabrikalarına izin vermiş, yabancı dillerden çevirilere önem vermiş, alafranga saat düzenine geçmiş, devletin birçok şehrine saat kuleleri yaptırmış, kadınlara çarşaf giymeyi yasak edip yaşmak yeterlidir, demiştir. Ancak seyhulislam tarafından dinsizlikle suçlamış ve yapmak istediği birçok şeyden vazgeçmiştir. Ancak bunun yanında tarihe ve tarihi eserlerlere önem vermemiştir. Bergama başta olmak üzere birçok antik kentleri elleriyle yabancılara teslim etmiş. Bu iki bilinç nasıl birlikte olabiliyor, ilginç 》Tahtta olduğu sürece mümkün olduğunca savaşlardan kaçınan sultan, devletler arası sorunların savaşla değil diplomasi yoluyla çözüleceğini savunmuş. Osmanlıyı, düşman devletleri birbirlerine karşı kışkırtarak bir arada tutmaya çalışmış. Ancak önüne geçemeyeceği milliyetçilik akımı çok uluslu bir devlet için çözülemez bir sorun. 》Bu dönemde Avrupada ise iki lider dikkat çekiyor. Fransız başkanı III. Napolyon. Cumhuriyet yönetiminde halk oyuyla başa gelmiş, ardından imparatorluğunu ilan etmişti. (Sefiller romanı da bu dönemde geçmektedir.) Belçika lideri Kral leopold. Kral Leopold ise binlerce kongolunun ellerini kestirip onları vahşi hayvan gibi müzelerde sergilenesiyle bilinen kral. Avrupada tüm bu olaylar yaşanırken haberler, gazateler diğer liderlerin yaptıklarını görmezden gelip hatta onları övüp takdir ederken, kızıl sultan olarak adlandırdıkları II.Abdulhamiti yerden yere vuruyor. II.Abdulhamitin, düşmanları düşman et politikasını onlar da sultana karşı uyguluyor. 》Açıkçası kanuni esasinin kaldırılıp meclisin kapatılmasını hep gericilik olarak düşünmüştüm. Kitap sayesinde olaylara II.Abdulhamitin gözünden bakabildim. Her ne kadar hala birçok şeyi doğru bulmasam da sultanın başka çaresinin olmadığını düşünmesini anlıyorum. Tavsiye ederim.
Kaplanın Sırtında
Kaplanın SırtındaZülfü Livaneli · İnkılap Yayınevi · 20229,9bin okunma
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.