Yazarımızın son kitabını da böylece geride bırakmış olduk. Şöyle bir dönüp baktığımızda ne görüyoruz. Evvela Türkiye dışında da olsa Türk toplulukları için mücadele eden bir yazar görüyoruz. Türkiye için mücadele eden bir insan görüyoruz. Özünde medeniyeti özümsemiş ve kardeşlik iklimiyle ömrümüzü tamamlamanın doğru olacağını, tabi bize zarar verenlere de teşekkür etmemizin ahmakça olduğunu öğreniyoruz. İlginç olan iki kitabın yani Ölüm Kamplarını anlattığı Sovyet Rusya’da Devlet Terörü kitabı ve ardından Yüzbinlerin Sürgünü kitabı aynı yıl çıkmıştır. 1974 yılında çıkan iki kitap birbirinin de devamı niteliğindedir. Kırım Türkleri (dünyada böyle anılır hiçbir eserde sadece Kırımlılar diyeni görmedim) ve onların kendi yaşadıkları topraklardan sürgün edilmeleri mide bulandırıcıdır. Acaba inançları yüzünden mi diye sorgulamadım da değil hani. Çünkü Avrupa’ya ilerlediğimizde Litvanya’da da birlikte yaşayan Türkler vardır. Trakay Türkleri olan bu uzak akrabalarımız çok öncelerden oralara gitmiş Musevi olmuşlardır. Tabii yalnızca bir göçmen sorunu çıkmayacak karşımıza bu 400 sayfada. Küresellik adı altında sömürülmeler, politika altında verilen yabancı sermaye tavizleri, ABD ve Alman sorunlarını ve onların ülkemizdeki iş birlikçilerini, madenlerimiz üzerinde oynanan oyunları, MIT’in daha evvel de belirttiğimiz sivilleştirme sorunu ve genel sorunlarını, Türkiye dışında azınlık kalan Türkler ve sıkıntıları ile çektikleri eziyetleri derken pek çok konu karşımıza çıkacak ve serimize ilk başladığımız kitap olan Gaspıralı İsmail meselesine yönelik birkaç konu da kitabın içerikleri arasında. Çok değerli bir eser olduğunu düşünüyor, hepimize iyi okumalar diliyorum..

Yüzbinlerin SürgünüNecip Hablemitoğlu · Toplumsal Dönüşüm Yayınları · 200457 okunma

·

64 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sadık Kocak