Uzun süren kitapların ayrı ayrı hikayeleri vardır:
Kimi çok sıkıcıdır, bir türlü bitiremezsin.
Kimi çok hacimlidir, oku oku sonunu göremezsin.
Kimi çok yoğundur içinden çıkamazsın.
Kimine doyamaz, bitmesin diye cümle cümle okur bırakırsın.
Kimini başucu kitabı gibi kullanır, bunaldıkça açar, yudum yudum tadarsın.
Bu kitabın hikayesi de bu hikayelerin birden fazlasını kapsıyor sanırım.
Hacimli, şiir kitabı için yoğun olduğunu da söyleyebilirim ama en önemli nedenleri doyamamam ve başucu kitabı gibi okumam olsa gerek. Kimi gecelerde antidepresan gibi geldi bana.
Hepimizin öğrencilik yılları olmuştur. Türkçe ders kitaplarında sıklıkla karşılaştığımız bir
Behçet Necatigil şiiri: Sevgilerde.
Hem öğrencilik yıllarımda ders kitaplarında buluştum, hem meslek hayatımda. Şimdi de bu kitapta:
Sevgilerde
"Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı."
Belki okumanın yanında dinlemek de istersiniz: lyrikline.org/en/poems/sevgil...
Birçok konu yazarın görüş alanına girmiş: Ölüm, aşk, yalnızlık, zaman, yaşlılık ve daha niceleri... Yüzlerce dize olacak size hitap eden. Hepsini sizle paylaşmak istedim ama kendimi zor tuttum. Yine de ziyadesiyle bu kitapla düşmüşümdür sayfalarınıza.
"Dertliler biliyor
Geceler kaç saat." (s. 363)
Bazen saatler değil dakikalar, saniyeler dahi geçmez. Ama bir mutlu olmayagör göz açıp kapamaya dahil gelmez.
Canım
Cahit Zarifoğlu'nun bir sözü var: "Kavuşmalarımız ağır aksak,
Ayrılıklarımız koşar adım."
O misal...
Gecelerimiz ağır aksak, mutlu anılarımız koşar adım.
"Gün bitiyor kendinden
Bile bıkıyorsun." (s. 401)
Bazen kendinden bile bıkar insan...
Bazen en çok kendine küser.
"İnsanın kendisiyle arayı açtığı zamanlar vardır," der
Haydar Ergülen Şu günlerde mesafe hayli açık sanırım.
Bazen gün bitimine dahi kalmıyor bu durum.
"Kimse kimseyi sevemez oldu." (s. 310)
Sevmek şöyle dursun, katlanma boyutuna geldi durum. İnsanlar birbirine katlanmaya çalışıyor artık. Kimsenin kimseye tahammülü kalmadı. Bunu görmek için yaşamak dahi gerekmiyor, yarım saat sokakta dolaşmak, yarım saat haber izlemek yeterli.
Veba çağındayız: duygular veba, sinirler veba, sevgiler veba...
İçimizde hep bir dile getiremediğimiz, "Benim derdim bana yeter,
Git işine!" çığlığı.
"Kitaplar seslenir, yüksekten, mağrur:
-Gel bize, kurtul, gel!" (s. 84)
Kurtuluş kitaplarda mı bilmem ama ben burada yazıyorsam ve siz burada okuyorsanız kurtuluşu kitaplarda aradığımız bir gerçek.
Ha, bana kalırsa:
Kitaplarla delirenleri kitaplarla kurtulanlardan daha fazla gördüm. Hatta kendi sonumu da ilkine yakın görüyorum.
Üstüne günlerce konuşulsa hâlâ çok eksik kalacak bir eser. Şiire yeni başlayanlar için çok uygun olmadığını düşünsem de şiirden tatmin olmayı isteyenler için biçilmiş kaftan.
Yapı Kredi Yayınları oldukça başarılı bir çalışma ortaya koymuş yine.
Keyifle okunması, şiire doyulması temennisiyle...
ŞiirlerBehçet Necatigil · Yapı Kredi Yayınları · 2019686 okunma
Ne kadar güzel bir inceleme yazısı olmuş ve keza incelemede dile getirdiğiniz şiirden bölümler, alıntılar çokça güzel. Bir şiir sever olarak Behçet Necatigil ön sıralara alındı. Şiirle ve kitapla kalın :)
İncelemelerinizi severek okuyorum hocam ama bu incelemeniz bi başka olmuş sanki. Mısralara kattığınız yorum çok anlamlı. Birkaç defa okudum diyebilirim. Çok güzel bir inceleme olmuş elinize sağlık ☺️