Yazarın "Taşra Hayatı" adıyla yayınladığı ilk romanıdır. Tesadüfi ve duygusal olaylar fazlaydı ancak realizmin romantizminden ağır bastığını, sonuyla, kanıtlayan bir kitap. Yazar kitabı yazarken 'genç bir kız gibi' düşündüğünü söylüyor gerçekçiliği artırmak için. Bunu başardığını da düşünüyorum. Yazıldığı dönemde 'aldatmayı yüceltme, cinsel duyuları kıştırtmak, ahlaka ve dine aykırılık' gibi sebeplerle sakıncalı bulunmuş ve yasaklanmış. Hatta ana karakter Emma'dan çok, ana karakter olmamasına rağmen Eczacı Homais yüzünden. Homais'in düşünceleri hakkında ayrı bir kitabın yazılsaydı da okurdum. En sevdiğim karakter de Homais oldu. Kendi alanında okumakla kalmamış, başka kitaplarla da kendini geliştirmiş örnek bir karakter. Yazar Emma'nın ruh hallerini öyle anlatmış ki psikolojide Bovarizm denilen, kaderde yazılandan tamamen farklı bir hayat süreceğine inanan kişilerin ruh hali anlamında bir kavram ortaya çıkmış. Emma ne olursa olsun mutlu olamamış biri. Asla doymayan, sürekli daha fazlasını isteyen ve bencil bir karakter Emma. Kızından bile imrenmesi beni çok şaşırttı ve kızdırdı. İsteği de aşktan çok şehirli hayatı, zenginlik, gösteriş, şöhret ve şehvetti. O bunlara ve aşka aşıktı. Bunları sağlayabilecek herkesle de birlikte olabilecek biri olduğunu da okuduk. Yine de bu kişiler de onu sevmedi. Emma'nın onlara verdiği değeri onlar Emma'ya vermedi. Herkesin içinde küçük bir Emma Bovary var aslında. Okurken kendimi Emma'ya benzettiğim, onun gibi hissettiğim yerler oldu. Emma'nın eril sisteme karşı mücadelesi de, yaptığı hatalara rağmen ilgi çekici ve güzeldi. Sadece Emma'yı suçlu bulmanın büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Charles'ın Emma'yı yeterince gördüğünü de düşünmüyorum. Emma'yı gerçekten sevse de sevgisini göstermedikten sonra yaptıklarının hiçbir anlamı yok. Emma Charles'la sorunlarını konuşup halletmeye çalışmak yerine kendini çok fazla kitaplara gömüp kendini o karakterlerle bütünleştirmesinin bir sebebi de Charles'ın ilgisizliğinin sonucu. Emma kitaplarda olduğu gibi maceralı bir hayat istiyordu. Maceralı bir hayat da şehir hayatındaydı. Bunlar yüzünden de aldatmayı seçti. Kitabın akıcı bir dili olsa da betimlemeler çoktu. Daha kitabın başlarında sıkmıştı ama çok geçmeden alıştım yazarın diline. 4-5 günde bitirdim. Çok etkileyici bir kitaptı. Tavsiye ediyorum. 8/10 İncelemeyi de karışık yazmışım..