Ataerkil toplum düzenine geçiş ile beraber tarihin her döneminde ezilen, dışlanan ve amiyane tabirle mal gibi kullanılan olmuş kadınlar. Her olayda, her savaşta, olan kadınlara olmuş özellikle fiziki müdahalelerin psikolojik baskıya, şiddete dönüşmesi.. Kitabın isminden de yola çıkarak bir öz eleştiri yapmak gerekirse, patriarkal toplum düzenine geçiş yaşanırken kadınlar neden sustu, neden haklarını savunmayıp teslim oldu? Patriarkal düzenin ilk görülmeye başlandığı, kadınların haklarının ellerinden alınıp ev hapsine alındığı ilk zamanlarda bu durum kadınlara bir konfor alanı mı yarattı da düzen tamamen kadınların aleyhine işlemeye devam etti. Elbette bu soruların cevabını bulmak, verebilmek oldukça zor. Ancak unutmamamız gereken şu ki her ne kadar var olan toplum düzeni kadın aleyhinde olsa da mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Kitabın temel konusundan yola çıkıp farklı bir noktaya getirmiş olsam da esasında kitapta bize kadınların suskunluğundan baş kaldırmamasından bahsediyor. Truva savaşını, Akhilleus'a ödül olarak verilen savaş esiri(onlara göre ganimet) Briseis'in gözünden anlatan kitapta tecavüze uğrayan, köle gibi satılan, erkekler arasında çıkar çatışmasına neden olup mal gibi görülen kadınların yaşadıkları anlatılıyor. Bunları yaşamak mı daha zor, intihar etmek mi? Ya da bu durumlara dışarıdan bakan biri olarak empati kurmaya çalışmak mı zor? Kitabın yapısına kısaca değinecek olursam sadece mitoloji okumayı sevenlere değil herkese hitap eden kurgusu ve üslubuyla insanı olaylara dahil ederek yazmış yazar. Oldukça sürükleyici, akıcı bir kitap olmasının yanında Truva savaşını sürekli erkek gözüyle anlatanlara karşı savaşı bir kadının gözünden anlatması, kadınların duygularını, yaşadıklarını yansıtması kitaba ekstra bir değer katıp farklı bakış açısı kazandırıyor.

Kızların SuskunluğuPat Barker · İthaki Yayınları · 20201,188 okunma

·

99 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gerda Taro