Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

152 syf.
7/10 puan verdi
PARALI ASKER / GEORGES PEREC Her yazardan bir kitap, ödüllü yazarlardan en az bir kitap gibi değişik kitaplar okuma düşüncemden dolayı Georges Perec'ten "Harikalar Odası"nı birkaç sene önce okudum ve kalemini beğendim. Tekrar okumak için bu kitabını seçtim. Kitabı internetten almıştım o yüzden arka kapak / tanıtım yazısına dikkat etmedim. Kitap elime gelince okudum: Paralı Asker, Georges Perec’in 1960 yılında tamamladığı ilk kitabıydı. Yayıncılar tarafından reddedildikten sonra yıllarca çekmecede kalan bu kitap, Perec’in ölümünden otuz yıl sonra belgeleri arasında keşfedildi. Paralı Asker, Perec’in oyuncu kalemine yakışır bir şekilde yazarın ilk ve son romanı." Ve gene aynı şey oldu. İlk okuduğum kitabı son eseriydi, ikinci okuduğum kitabı ilk eseri... Yazar eserlerini sıralı okumak bana kısmet olmuyor. Perec, kitabını Jacques Lederer'e ithaf etmiş!!! Araştıracak bir isim. Bulduğum (fazla bir bilgi yoktu, olanlarda Fransızca idi) birkaç cümle; Jacques Lederer, 1933'te Naziler tarafından katledilen Macar bir anne ve Avusturyalı bir babanın çocuğu olarak Paris'te doğdu. Yazar. 1997'de "Yazışma - Georges Perec / Jacques Lederer: Sevgili, çok sevgili, takdire şayan ve sevimli dostum" adlı kitabı yayınlandı. Kitap 1956 - 1961 arasında karşılıklı yazdıkları 217 mektubu içermekte. Mektuplar; aşk, edebiyat, caz, sinema, şakalar, oyunlar hakkında fikir alışverişi dışında yaşadıkları dönemde ses getirecek iddialı bir dergi çıkarmak için yapılacakları kapsıyor ( maalesef dergiyi çıkaramamışlar). Perec ve Lederer, Etampes Koleji'nden sınıf arkadaşları. Lederer'in bu kitap dışında 9 kitabı daha var. Biz kitabımıza dönersek; arka kapakta: "Sahteci olmak, her şeyi başkalarından almak ve kendinden hiçbir şey vermemek demektir." diye bir cümle var. Sahtekarlığı bu kadar kısa ve öz olarak tanımlayacak başka bir ifade olduğunu zannetmiyorum. Baş karakter sahte tablo ustası olan Gaspard Winckler, Antonello da Messina’nın 1475 tarihli, kitaba adını veren Paralı Asker tablosunun sahtesini yapmaktadır. Ve sahte tabloyu yaparken Louvre’daki aslına taş çıkartacak bir ustalık sergilemiştir. Üstün yeteneğiyle yaptığı sahtekarlık ağır gelmeye başlar, bu maddi / manevi tutsaklıktan kurtulmak için finansörü Anatole Madera’yı öldürür. Böylece kitap boyu süren iç hesaplaşmalarla cinayete varan olayların akışını, sebeplerini öğreniriz. Institut Rockefeller'dan restorasyon diplomalı, Cenevre'de Musée Municipal des Beaux-Arts'da onursal teknik danışman, Cenevre'deki Koening Galerisi'nin restoratörü olan yetenekli bir sanatçı neden sahte tablo yapar? Kariyer için mi? Yapmış zaten. Para için mi? Yasal görevlerinden yeterince kazanıyordur herhalde. Yoksa yasadışılığın heyecanı için mi? Kitaptan yeni öğrendiklerim: Demiurgos: Platon'a göre evrenin yaratıcısı. Me pinxit: 12. yüzyıldan itibaren, ressamların tablolarını imzalamak için kullandıkları Latince kalıp. Slivovitz: Balkanlara özgü bir tür rakı. Sestertius: Eski Roma'da bir para birimi. Bénézit: Tüm dünyadan ressamları, heykeltıraşları, çizerler ve gravürcüleri kapsayan bir referans sözlüğü (tüm dünya diyor ama gene de merak ettim acaba ülkemizden hangi sanatçılar var?) Bağışçı ile Bakire Meryem: Bakire Meryem'in kucağında İsa'yla resmedildiği bu tür dinsel tablolarda bağışçı, bir kilise için söz konusu vitrayı ya da tuvali yaptıran kişidir ve kendisi de tabloda, genelde diz çökmüş halde resmedilir. Zaman zaman iç hesaplaşmalar, sorgulamalar sıksa da elimden bırakamadan okudum. Perec kendine has üslubu, şaşırtıcı özgünlükte ki yazımıyla okuru bu eserinde de kendine bağlıyor. Fırsat buldukça Perec okumaya devam. Paralı Asker'den alıntılar: Hep bir yanılgıyı yaşarız zaten. işlerin yoluna gireceğine, her şeyin olağan akışına kavuşacağına inanırız. Hiçbir şeyi öngöremeyiz oysa. Yanılgılarla yaşamak kolaydır. Gerçek. Gerçek var yalnızca. Madera'yı öldürdüm. Anatole'ü öldürdüm. Anatole Madera'yı öldürdüm. Ben adamı katlettim. Anatole Madera'yı katlettim. Madera bir insan. İnsan dediğin ölümlüdür. Madera ölümlü. Madera öldü. Madera ölmeliydi. Madera ölecekti. Zamanın akışını azıcık hızlandırdım o kadar. Ölmeye mahkumdu. Hastaydı. Doktoru yalnızca birkaç yıl vermişti. Aramak. Aramak tabii. Işığı aramak, günü, öbür tarafı. Öte yanı... Yinelenen hareketlerin kaçınılmaz sonu, renklerin ustalıkla ayarlanmış ölçüsü, ölçüsüz hırsın ötesine bir kez daha kurulmuş aynı tuzak? Başyapıta ulaşmak. Tintoretto'nun ya da Tiziano'nun hırsı, dirilmiş, küllerinden doğmuş. Sınırsız bir ihtiras? Devasa bir hata. Bir kadını sevmek kendi gibi olmak mıdır? Seviyor muydu? Hiçbir şeyi asla tehlikeye atmıyor: Ne dostunu ne düşmanını; gücün ta kendisi o. Ama güç dediğin nedir ki. Serinkanlılık desen, yeterli değil.
Paralı Asker
Paralı AskerGeorges Perec · Can Yayınları · 2021188 okunma
·
86 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.