Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

712 syf.
8/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Kitabın arka kapağını, tanıtım metnini ve incelemeyi kitabı okuduktan sonra okuyun çünkü hepsinde bolca spoiler var!!! Stephen King'in okuduğum ikinci kitabı olan bu kitap 4 farklı birbirinden bağımsız hikayeden oluşuyor. İlk hikayemiz olan Umacılar birbirlerini tanımayan insanların içinde bulunduğu bir uçağın bir anda bildiğimiz dünyadan ayrılarak zaman yırtılması içinden geçerek kaybolmasını ve kurtulmak için gösterdikleri çabayı anlatıyor. Benim bu hikayede en çok beğendiğim şey ve nedenini bilmediğim şekilde aramızda bir bağ oluştuğunu hissettiğim karakterlerdir. Belki sürekli hayatınızda her an karşılaşabileceğiniz kimseler değillerdi ama hikaye bittiğinde onlarla olan yolculuğum bittiği için içimde bir burukluk hissettim. Görme engeli bulunan Dinah en sevdiğim belki içimde bir yerlerde ona biraz merhamet duyduğum için en net şekilde bana bir şeyler hissettiren karakter oldu. Yaşına rağmen karakterindeki olgunluk ve acı karşısındaki metaneti bence üzerine biraz da olsa düşünebileceğimiz bir noktaydı. Tommy'nin ise neden çekilmez, asabi bir insan olduğunu çocukluğundaki travmaları , annesi babası yüzünden olduğunu öğrendiğimde ise ona derin bir acıma duygusu hissettim. İnsanların oldukları kişi haline gelirken ailelerinin ve geçirdikleri çocukluğun önemini görmek bir kez daha ebeveyn olmanın ne kadar hassas bir konu olduğunu bana hatırlattı. Bu hikayede değinmek istediklerim bu kadar , olay akışı hakkında pek fazla diyecek bir şeyim yok çünkü 230 sayfayı neredeyse tek seferde okudum sürekli bir gerilim ve merak halinde okuyacağınıza eminim. İkinci hikaye ise bir yazarın ve onu kendi eserini çalmakla suçlayan bir adamın haklılıklarını kanıtlamak için gösterdiği çabayı anlatıyor. Eğer "Fight Club" filmini izlemişseniz kitabı okurken sonu gelmeden neler olduğunu anlayacaksınız. Eğer filmi izlemeden kitabı okumuş olsaydım kurgudan dolayı çok daha fazla etkilenirdim. Ve yine bu kitapta da Mort adlı yazarımızın özellikle gençliğinde ve yetişkinliğinde yaşadığı travmaların onu nasıl bir yola sürüklediğini okumak düşündürücüydü. Üçüncü hikayemiz olan Kütüphane Polisi'ni okurken aklıma ilk gelen kendi şehrimdeki kütüphaneci amca oldu evet belki kitaptaki gibi birisi değildi ama bence daha güler yüzlü ve çocukları kitap okumaya daha fazla teşvik eden bir insan olabilirdi diye düşünüyorum. Gizli Pencere, Gizli Bahçe adlı bu hikayede bir emlakçı olan Sam'in kendisi gibi iş adamı olan insanlara bir konuşma hazırlarken kitap almak için kütüphaneye gittikten sonra başına gelen doğa üstü , mistik olayları anlatırken bir kasabanın yıllardır üstünü örttüğü ve unutmaya çalıştığı bir anının tekrar gün yüzüne çıkmasını okuma fırsatı buluyoruz. Bu hikayenin de heyecanlanarak okunacağına eminim. Dördüncü ve son hikayemiz olan Güneş Köpeği, 15. Yaş gününde doğum günü hediyesi olarak kendisine fotoğraf makinesi alınan ve çektiği her fotoğrafın nerede ve ne zaman çekilirse çekilsin neredeyse her zaman aynı olduğu ve bu makinenin gizemini çözmeye çalışan çocuğun babasının ve kasabanın çok da sevilmeyen bir dükkan sahibini konu alıyor. Sonlarına doğru gerilim bir tık yükselse de genel olarak sakin bir olay örgüsüne sahip olan bu hikaye aralarında en az ilgimi çeken ve beni heyecanlandıran hikaye oldu. Kısacası kitabı kafanızın dağıtmak için yorgun olduğunuz bir zamanda gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz...
Gece Yarısını Dört Geçe
Gece Yarısını Dört GeçeStephen King · Altın Kitaplar · 20191,175 okunma
·
142 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.