ℍ𝕚ç𝕓𝕚𝕣 𝕤𝕚𝕝𝕒𝕙, 𝕜ı𝕝ıç, 𝕠𝕣𝕕𝕦 𝕪𝕒 𝕕𝕒 𝕜𝕣𝕒𝕝, 𝕔ü𝕞𝕝𝕖𝕝𝕖𝕣𝕕𝕖𝕟 𝕕𝕒𝕙𝕒 𝕘üç𝕝ü 𝕠𝕝𝕒𝕞𝕒𝕫. 𝕂ı𝕝ıç𝕝𝕒𝕣 𝕤𝕖𝕟𝕚 𝕜𝕖𝕤𝕚𝕡 ö𝕝𝕕ü𝕣ü𝕣 𝕒𝕞𝕒 𝕜𝕖𝕝𝕚𝕞𝕖𝕝𝕖𝕣 𝕚𝕝𝕚ğ𝕚𝕟𝕖 𝕜𝕒𝕕𝕒𝕣 𝕤𝕒𝕡𝕝𝕒𝕟ı𝕡 𝕜𝕒𝕝ı𝕣 𝕧𝕖 𝕤𝕖𝕟𝕚 𝕪𝕒ş𝕒𝕪𝕒𝕟 𝕓𝕚𝕣 𝕔𝕖𝕤𝕖𝕕𝕖 ç𝕖𝕧𝕚𝕣𝕚𝕣, 𝕠 𝕤𝕒𝕡𝕝𝕒𝕟𝕕ı𝕜𝕝𝕒𝕣ı 𝕪𝕖𝕣𝕕𝕖 𝕜𝕒𝕟𝕒𝕥ı𝕣 𝕕𝕒 𝕜𝕒𝕟𝕒𝕥ı𝕣. "Beni Yakma", Tahereh Mafi'nin ilk kitabıyla aynı addaki "Bana Dokunma" serisinin 3. kitabı. Öncelikle orijinal adı "Ignite Me" yani Yak Beni, Tutuştur Beni gibi anlamlara geliyor ama bizde tam tersi olarak çevrilmiş. Nedenini anlayamadım, genel olarak serinin hemen her kitabı farklı şekillerde çevrilmiş. Ama bu kitapta Aaron Warner'ın sırtındaki "Ignite Me" dövmesine atıfta bulunulduğundan ve Warner'ın "Ignite my love, ignite." diye bir alıntısı varken çok saöma duruyor. Hatta Warner'ın dövmesi de Beni Yakma diye çevrilmiş. Neyse bu konuyu daha da uzatmıyorum. Seriyi ikinci okuyuşumda ilk kitabı daha çok sevmiş, ikinci kitabı aynı ayarda sevmiştim ama bu kitabı bu sefer daha az sevdim. Öncelikle yazardan mı yoksa çeviriden mi bilmiyorum ama ilk kitap geçmiş zamanla yazılmışken 2 ve 3. kitaplar şimdiki zamanla yazılmış durumda. Bunun dışında yazarın anlatımı bence oldukça kendine has, kısa bölümleriyle de çok kolay okunuyor. Ayrıca Juliette'in psikolojik gelişimini özellikle yazarın anlatım tarzıyla çok net görebiliyoruz. Konusundan spoilera gireceğinden çok bahsetmek istemiyorum ama kısaca Juliette'in fiziksel ve ruhsal anlamda kendini geliştirmesini, Adam'ın mecburen kötüleştirilmesini (Dikenler ve Güller Sarayı'ndaki gibi), Warner'ın da bir anda yüce gönüllü yapılmasını okuyoruz. Karakterlerin iyiye ve kötüye gelişimlerini okumayı normalde sevsem de bu kitapta o kadar ani oldu ki bu acemice durdu ve yapmacık hissettirdi. Bunu okurken çok iyi anlayacağınızı düşünüyorum. Bu yüzden karakter bağlamında kaldığı stabillikten dolayı en sevdiğim ve okurken keyfi aldığım Kenji oldu. Bunun dışında bu kitap genel anlamda Juliette'in "Ben aslında ne güçlüymüşüm, o zaman Yeniden Kuruluş'u devireyim ve ben başa geçeyim. Herkes bana uysun!" demesini ve buna yaptıkları hazırlıkları okuyoruz. Hazırlık dediğim de yani kendi aralarında üç beş gücü olan insanın kendini geliştirmesi. Azıcık SPOILERa girecek ama aşk ve karakterler bakımından vermeden kendimi tutabildim de burada tutamayacağım. Juliette bir anda çıkıp başkan olmak istiyor, hatta tüm dünyayı yönetmek. Kimse de demiyor ya hu sen 17 yaşındasın, uzun süre hapsedilmiş, tedavi merkezinde insanlardan, teknolojiden ve dünyadan uzak kalmışsın, kontrolsüz bir gücün ve dizginleyemediğin duyguların var. Bilim kurgu distopyalarında özellikle genç ve tecrübesiz kızların isyanın yöneticisi olduğunu gördüğümüz çok oldu ama genelde dışarıdsn görünen yönetici gibi olurlardı, burada Juliette direkt başkan olmak istiyor, yönetimdeki insanları doğru düzgün görmedik, üç beş kişi üzerinden üç kitap döndü. Ve yine SPOILER olacak bu kısım ama diyeyim. Bu kitap içerisinden başlayan isyan bu kitap içerisinde 10-15 sayfalık bir "tek kişilik dev ordu" savaşıyla sona erdi. Bundan sonra isyan tüm dünyaya yayılacak diye umuyorum ama tek bir bölge için bile olsa her şeyin bu kadar basit olması hayal kırıklığıydı. Ayrıca Juliette o kadar güçlendi ve yenilmez oldu ki tanrı gibiydi. Bu kadar insanüstü olması çok doğru hissettirmedi. Warner'ınsa gücünün çok alttan alındığını gördüm oysa Juliette'ten bile güçlü bence. Neyse yani biraz hayal kırıklığına uğradım, bunun bir sebebi de ilk iki kitabı su içer gibi okurken bunda okuma hızımı düşürmem ve biraz daha düşünmeye fırsatım oldukça sorunlara odaklanmam. Seri uzun olsun ama kitapları ince ince olsun, çerez gibi kolay okunsun, aşk üçgeni, güçlenen karakter, süper güçler, bilim kurgu-fantastik-distopya üçlüsü görmek isterseniz önerebileceğim bir seri şu ana kadar...

Beni YakmaTahereh Mafi · DEX Yayınları · 2018717 okunma

·

274 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sude Özer