Öncelikle kitabın isminin Türkçe'ye bu şekilde çevrilmiş olmasını kınıyorum. Sanırım bu, satış politikası olarak mâli kaygılarla yapılmıştı zamanında. Giriş cümlemden anlaşılacağı üzere; kitabın teması, intihar üzerine yoğunlaşmıyor aslında. Jack London otobiyografik bir eser sunmuştur burada. Diğer otobiyografik diyebileceğimiz eserlerine nazaran burada alkolle olan ilişkisinin, kişiliği üzerinde bıraktığı (aslında bırakamadığı) etkilere eğilmiştir. Pek çok konuda olgun bir yazarın elinden çıkan bu eser, olgunlaşmamış bir fikrin etrafında dönüp duruyor: Alkol yasağı getirilmelidir. Bu fikrindeki temel, kolay ulaşılabilir olduğundan alkollü içkilerin, insanları pençesine aldığıdır... Günümüz Türkiye'sine ve pek çok topluma uymayan bir yaklaşım aslında bu... Tabi ki alkolün, başka başka tolumsal gerekçelerle hayatlarımıza karıştığını da işliyor yazar. Ama fikrin temeli ve savunusundan bahsetmek gerekirse, yazar aslında pek çok durumda kendini ele veriyor. Bunu bilinçli yapmadığını düşünüyorum. London, toplumu iyi irdeleyen ve çözümler sunan bir dimağdır ama bazı vicdâni konularda kişisel çıkarımlarını genelleyebiliyor. 40 yaşında intihar etmeseydi belki kendisini çok daha iyi tanıyıp toplumu farklı görebilirdi. Bu açıdan oturmamış fikirleri olmasını doğal karşılıyorum. Ama burada "gerçek yazar" olmanın gücü devreye giriyor tabi. Yani, onunla tamamen aynı fikri paylaşmasam da kalemine saygı duyup ifade ettiği şeyleri iyi anladım. Vasat bir Jack London eseri bile benim gözümde 7/10 olduğundan bu puanlamayı uygun buldum. Ama elbette zamanla fikrim değişebilir. Okuyacak olanlar "intihar" temasını çok düşünmeyip, toplumsal eleştiriye odaklanmalılar. Biraz da yazarın yaşamını merak ediyorlarsa keyifli okumalar olacaktır.

İntiharJack London · Milliyet Yayınları · 19731,323 okunma

·

64 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Emre Uçar