Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

126 syf.
·
Puan vermedi
·
20 saatte okudu
Rezalet bir kitap
Padişahlık zamanlarının soylularından olan, Dürrüoğulları ailesinin kızı Mesaadet, İzmir'in yerlilerindendir. Cumhuriyet döneminde; şapka devriminin çıktığı sıralar, Mesaadet 16 yaşında, Rüştü Şahin ise 20 yaşlarında, işte o zamanlar sevmişler birbirlerini. Soylu Mesaadet, el bebek gül bebek prensesler gibi büyütülmüş, güzel, (bu güzellik meselesi kitapta o kadar çok vurgulandı ki içim şişti) zengin, kibirli, kendini beğenmiş, huysuz Mesaadet. Rüştü Şahin ise Mesaadet'in tam tersi olarak davavekilinin oğludur ve soylu aileden gelmeyen yoksul bir gençtir. İzmir'e Yunanlıların girmesiyle gençler savaşa gidiyorlar. Fakat soylulardan; değil savaşmak, elini kanatan yok, Rüştü Şahin gibi fakir ama yüreği zengin, merhametli delikanlılar, gönüllü gidiyorlar. Mesaadet'in, gitme laflarına karşın Rüştü Şahin de gidiyor ve savaşta şehit oluyor. Buradan sonrası ise kanımızı donduracak kadar sinir bozucu lütfen aşağıdaki satırlara dikkat edelim! Rüştü Şahin, gencecik şehit düşmüş, boş yere ölmüş, gitmeseymiş savaş yine bitermiş, bir onla mı kazanılmış, budalaymış, inançlı ölmüş yani (aldanarak), düşünde bile göremeyeceği bir kızı bırakıp deli saçması savaşa girmişmiş. Ne biçim sözler, ne akılsız bir kafasın sen Mesaadet. Hele şu devamındaki diğer sözlere bakın! "Geçen köylü kalıntılarının içinde de yoktu. İğrenti verecek gibi kokan, boz paçavralara bürülü, yaraları irinli kabuk tutmuş savaş artıkları" savaştan dönenlere ettiği sözlere bakın. "Gülünç denilebilecek, ezik bir kağıtla" Rüştü'sünün ölüm haberini vermişlermiş. Aptal kadın o bir "şehitlik kağıdı" Allah herkese nasip etmez. İnanılır gibi değil. Ne okudum ben böyle diye kendinize kızıyorsunuz. Mesaadet daha sonraki yıllarda aralarında mal beraberlikleri olan, mal-mülk paylaşımının eşit yapıldığı biriyle evlenmiş. Fakat hiç bir anını onunla doldurmadan, ondan tiksinerek, sevmeden, hiç bir zaman kabullenmeden, aklında hep Rüştü'yle yaşamış. 55'lerinde ise dul kalmış. 70 yaşındayken de bunları yazıyor. Ee hep o dillerden düşmeyen güzelliğin baki mi kalacaktı, hep öyle kibirle mi basacaktın topraklara, soylu, buyurgan ve ayaktakımından olmayan, Mesaadet hanımcık! (vah vah) Gelmişsin 70 yaşına, ahiretin için ne yaptın? Kocandan 2 çocuğun, onlardan da torunların olmuş. Onlar bile bir an önce ölse de mirasına konsak diye bakıyor sana. Sense tutturmuş amanın Rüştüm amanın Rüştüm! Sevin a kadın sevin! Adamcağız, senin gibi cahil, huysuz bir kadından şehit olarak kurtulmuş. Buna bir de ona bakılsın diye hizmetçi vermişler. Ama hanımefendi aşağılamalarla, hakaretlerle, geçimsizliği ile zavallı hizmetçiyi nasıl eziyor. Aman bu köylü (töre bilmez) bir hizmetçiymiş, ona soylu hizmetçi vermemişler falan filan.. Keşke okumasaydım dediğim, büyük bir hayal kırıklığı oldu bu kitap. Halbuki diğer kitap incelemelerine baktığımda, herkes çok beğenmişti. Kimse sorgulamadan okuyup geçmiş anlaşılan. Okuduğunuz kitap; size bir şey katmıyorsa, kafanızın içi çöplük gibi olur. Bu kitap bana hiç bir şey katmadı. Mesaadet gibi bir karaktere, umarım bir daha rastlamam. Kitapla kalın, fakat size bir şeyler katan değerli kitaplarla.
Gül Mevsimidir
Gül MevsimidirFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 2022579 okunma
·
342 görüntüleme
cicoretti okurunun profil resmi
Kitaptaki karakteri sevmemeniz mi kitaba rezalet dedirtti? Yoksa böyle bir karakter yaratılmış bir kitabı mı sevemediniz?
Çilem okurunun profil resmi
Her ikisi de kitap tamamen hayal kırıklığıydı. Mesaadet hanımsa düşünceleriyle şimdiye kadar okuduğum en iğrenç karakterdi.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.