Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

144 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
"Geçenlerde Tolstoy'un ölmesinden korkmuştuk; bu felaketi yaşamadık, ama dünya onun kadar önemli başkasını kaybetti: Ruskin öldü, Nietzsche delirdi. Tolstoy ve İbsen yazarlık hayatlarının sonuna gelmiş gibi görünüyor, Avrupa büyük "ruhsal danışman"larını birbiri ardına kaybetmekte. Ruskin kuşkusuz döneminin ruhsal danışmanı oldu, ama aynı zamanda zevk eğitmeni Tolstoy'un ahlak adına kınadığı, kendisininse sayesinde her şeyi, ahlakı bile şiirselleştirdiği güzelliğin tanıtıcısı da oldu. ... Benim için zor bir okuma oldu. Marcel Proust romanlarını okurken zorlanıyoruz ama bir o kadar da etkileniyoruz. Deneme- eleştiri tarzında olan kitap fazlasıyla öğretici, Marcel'in yazılarını ne zaman yazdığı, kaynakçası, tarihçesi de mevcut olması, Roza Hakmen'in çeviri ile çok detaylı bir deneme okudum. Kitap Edebiyat alanında eleştirdiği, takdir ettiği , döneminde tarzıyla hem Proust'u hem de okurları etkileyen yazarlar ile ilgili uzadıya olmasa da ilginç tespitler yazması, 2.bölümde Ressamlar ,ressamların tablolarının betimlemesi , ne anlatmak istediği, tabloyu nasıl ,hangi duygu ile oluşturduğu, piyanistlerin besteleri, belkide adını hiç duymadıgımiz sanatçılari bize kendin3 has üslubuyla anlatması açısından okunacak bir kitap. Proust eleştirmenlerinin de belirttiği gibi, entelektüel yaşamanın bir seyir defteridir onun bu tür metinleri. Yazmayı, yaratmayı, tartışmayı, tartışarak denemeyi hiçbir zaman bırakmamış bir entelektüelin serüvenini yalnız Kayıp Zamanın İzinde'de değil romanını besin akıtmasını sağlayacak bu metinlerde de açıkça görürüz. Edebiyattan resim sanatı resim sanatından müzik alanına sürekli araştıran, gözlemleyen, yorumlayan ve giderek kendi üstü bile yaratan bir denemecidir aynı zamanda Proust. O, bir yazarı, bir ressamı bir müzisyeni bir kere için düşünmez, bir kere için ele alıp bir karara varma yoluna gitmez. Okuduğu metinlerin, seyrettiği tabloların, dinlediği bestelerin içinde kendisine kurduğu diyaloglarla ilerler. Bu Proust'un her zaman düsüncelerin çatışmasına inandığının bir başka kanıtıdır. Kitapta özellikle Dostoyevski'nin tutukluluk halleri , "büyük ihtimalle kürek cezası Dostoyevski için bir şans olmuş, içsel hayatının kapılarını ona açmıştı. İlginçtir, O andan itibaren yazışmaları Balzac'ınkilere0 benzer; mektuplarda borç para ister, şan şöhret umuduna istinaden yüz katıyla geri ödeyeceğini vaat eder. Budala hakkında düsüncesi, "Budala güzel bir kitap olacak," der -tıpkı Vadideki Zambak gibi - çünkü içinde yeni bir adamın uyanmakta olduğunu hisseder. Andre Gide ne derse desin, anlatının arasına da serpiştirilmiş entelektüel bölümler vardır; mesela Budala'da idam cezası konusundaki uzun fikir yürütmeler. Dostoyevski'nin bütün kitaplarının ismi Suç ve Ceza olabilirdi, der Proust. Tıpkı Flaubert'in bütün romanlarının, özellikle Madam Bovary'nin adının Duygusal Eğitim olabileceği gibi. Goethe, Tolstoy, Baudelaire hakkında uzun uzun eleştiriler , düsünceleri.... Marcel'in Kayıp Zamanın İzinde'yi çok severek , hatta arada çok özlediğim için tekrar okurum. Bu deneme-eleştiri kitabını da severek okudum.
Edebiyat ve Sanat Yazıları
Edebiyat ve Sanat YazılarıMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 2020131 okunma
·
112 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.