Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bediüzzaman Ömrünü Nasıl Geçirdi? Kendisine Zulmedenler İçin Ne Dedi?
Cevabını da kendisinden dinleyelim: “Seksen küsur senelik bütün hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum. Bütün ömrüm harp meydanlarında, esaret zindanlarında yahut memleket hapishanelerinde, memleket mahkemelerinde geçti. Çekmediğim cefa, görmediğim eza kalmadı. Divan-ı Harplerde bir cani gibi muamele gördüm, bir serseri gibi memleket memleket sürgüne yollandım. Memleket zindanlarında aylarca ihtilattan men’edildim. Defalarca zehirlendim. Türlü türlü hakaretlere maruz kaldım.” (
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
,
Tarihçe-i Hayat
Tarihçe-i Hayat
, s. 629) der ve devamında da şöyle devam eder: “İşte benim bütün hayatım böyle zahmet ve meşakkatle, felaket ve musibetle geçti. Cemiyetin imanı, saadet ve selâmeti yolunda nefsimi, dünyamı feda ettim. Helâl olsun. Onlara beddua bile etmiyorum.” (
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
,
Tarihçe-i Hayat
Tarihçe-i Hayat
, s. 629) Bir başka eserinde ise kendisine zulmedenler için şöyle der ve talebelerine bir tavsiyede bulunur: “Bizim vazifemiz onlar için yalnız hidayet temennisinden ibarettir. Bize eza ve cefa edenlere karşı, hiçbir talebemin kalbinde zerre kadar intikam emeli beslememesini ve onlara mukabil Risale-i Nur’a sadakat ve sebatla çalışmalarını tavsiye ederim.” (
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
,
Emirdağ Lahikası
Emirdağ Lahikası
- 2, s. 81) Üstâd Bediüzzaman hayatta iken kendisini tenkid edenlere bakın neler demişti; “Benim şahsıma olan tenkidini, itirazını başım üstüne kabul ediyorum. Sizler de o zatı ve onun gibileri münakaşaya ve münazaraya sevk etmeyiniz. Hattâ tecavüz edilse de beddua ile de mukabele etmeyiniz. Kim olursa olsun, madem imanı var, o noktada kardeşimizdir. Bize düşmanlık da etse mesleğimizce mukabele edemeyiz. Çünkü daha şiddetli düşmanlar ve yılanlar var. Elimizde nur var, topuz yok. Nur incitmez, ışığıyla okşar.” (
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
,
Kastamonu Lâhikası
Kastamonu Lâhikası
, s. 247) Kur’ânî bir düstûr ile hareket ettiğini görüyoruz. Kur’ân-ı Hakîm’de geçen “Mü’minler ancak kardeştirler” (Kur’ân-ı Kerîm, Hucûrat Sûresi, 10. Âyet-i Kerîme Meâli/https://1000kitap.com/kitap/kitap--279943) meâlindeki âyetten feyiz alarak “Madem îmanı var, o noktada kardeşimizdir” (
Kastamonu Lâhikası
Kastamonu Lâhikası
, s. 247) demesi de bunu göstermektedir.
Abdulkadir Çelebioğlu
Abdulkadir Çelebioğlu
nuranimudafa.com/post/iftiralari...
·
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.