Yüzlerce yıl önce bizden çok daha medeni, bilgili ve insanlara faydalı olmayı düşünmekten, kendilerini düşünmeyen, kendilerine dünya için zaman ayırmayan, büyük insanlar yaşamış ve biz o insanların yolunu bırakıp Batı'nın sözde medeni ama aslında cani-hayvani-fani olan yolunu tutmuşuz ve farkında olmayı da hiç istememişiz. Bizim İslami yolumuz nefsimize ağır gelmiş ve biz de hayvani olan bu yaşama özenmiş, durmuşuz. Yetmiş yıl için ebediyetimizi satmış, üstüne bir de keyiften kudurmuşuz! Tabi kimimiz bu yolu tutmuş, kimimiz ise o büyüklerin yolunda çabalayıp durmuş! En azından o yola girmek için çaba sarf edenler olmuş! Ve o insanlar, Batı'nın yolunu tutan insanları uyarıp durmuş ama nedense hep alay edilen olmuşlar! Tabi ki de son gülen hep alay edilen taraf olmuş. Alay edenler içinse iş işten geçmiş olanlar olmuş ve amel defterleri kapanmış, sol taraflarına konmuş! Kitaba gelecek olursak; yeme ve içme de adap, misafirlikte adap, misafir gelince adabın nasıl olması gerektiği, bizden çok önceleri daha iyi bir şekilde biliniyor, uygulanıyormuş ve insanlık geliştikçe bir o kadar da gerilemiş ama bizler farkında değilmişiz ta ki o geçmiş büyüklerin bizler için yazdıkları bu kitabı ve benzeri sayısız kitabı okuyana kadar... Doğru bildiğimiz yanlışlardan bir tanesi de misafir geldiğinde varımız yoğumuz ne varsa önlerine sermek, hatta evde olmayıp dışarıdan getirttiğimiz ve bu şekilde borç altına girdiğimiz birçok durum olmuştur. Meğer bu yanlış bir durummuş. Elimizde ne varsa onu misafire ikram etmeli ama bu uğurda sıkıntıya düşmemeliymisiz! Misafirin de bunu hiçbir şekilde garipsememesi gerekirmiş ve insanın en doğal halinin eldekiyle yetinmek olduğunu bilmeliymişiz! Bunu da bütün müslüman kesime empoze edip hayat tarzları arasına sokabilmeliymişiz! İşte biz değerlerimizden koptuğumuz için israfın her türlüsünü sevmiş ona bel bağlamış ve bu uğurda borçlar altına girmekten de hiç korkmamışız, oysa israfın hesabını hem bu dünyada maddi sıkıntılar hem de öteki âlemde ruhani sıkıntılarla vereceğimizi unutmuşuz yada unutmamız için beyinlerimiz yıkanmış ve bizlerde bu beyin yıkanmasını seve seve kabul etmişiz, istemişiz! Ve bu şekilde birçok insan misafir ağırlamaktan kaçınmaya başlamış. Ayrıca doğallık ölmüş. Mutluymuş gibi görünen ama aslında misafirin ağır yükünü karşılamakta zorluk çeken mutsuz insanlar doğmuş, büyümüş ve dünya çekilmez bir âlem olmuş. Üstüne bizim bu konuda bilinç sahibi olmamız gerekirken biz aksi yönde ilerlemiş ve israfın en doruğunda cirit atmış, çok medeni birer insana dönmüşüz. Medeniyeti de hayvanlardan örnek alıp kapmışız! Aslında insanın yeme ve içme adabindan söz etmem gerekirmiş ama günümüzde yeme ve içmeden daha mühim olan bu meseleye değinmem gerekirmiş! Yemek yerken veya içerken empati kurmayı unutmayın ve karşıdaki insanın neler hissettiğini düşünün. Siz olsaydınız karşınızdaki insanın nasıl bir şekilde yiyip içmesini isterdiniz? Kesinlikle ama kesinlikle okuyun! Keyifli huzurlu okumalar!

Yeme - İçme Adabıİmam Gazali · Ravza Yayınları · 2020158 okunma

··

314 görüntüleme

Abdullah

@apoorakk ·

08 Mart 2023 00:01

Devir açan adamın kaleminden "GAZALİ"

Arap Ataş

@Arapatas ·

08 Mart 2023 00:10

Tê go çi 😂😂dewrâ çi lâw

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Arap Ataş